Güncel YazılarMerve DİKİCİTüm YazılarYazarlarYazi Atlasi

VE VURULUR KARDEŞLİK KARDEŞÇE(?)…

Bir Hâbil / Kâbil dâvâsı…

 Yusuf’un kardeşlerine, bir selâm destâıı…

 Bir sıffın harbi..

Yaratılış nizâmının tezâtı…

Haberler, muhabbetler, tartışmalar, mülâhazalar, bir kaos yaşıyor maalesef… Maalesef ki iç içe çöküşün manzarasını, hüznün yığıntıları altında izliyor, dinliyoruz ŞU SIRALAR…

Atılan taşlar, kırılan kafalar, çiğnenen etler, yapılan iftiralar, karalamalar, hasetler, kinler dehşet saçıyor…

Şöyle bütün olarak baktım da El-emÂn, El- medet Ya Rabbi dedim… Birbirine nutuklarda bulunanlar… 2Haklı çıktım bak!’ dercesine sosyal MEDYADA her zamankinden daha bir üste gelircesine birbirini yermeler…

Ve’l- hâsıl kirli gürültüler ortasında kaldım bir an… ‘Ya Veyleküm!(YAZIK SİZE) denirse ya bize … Ya Gayretullah’ın nazarı celbedilirse bu durumda, ya melekler yüz çevirirse, ya Rasulullahın (SAV) başı yere eğilirse!.. Bir daha el-medet, bir daha el-eman…

Her zamankinden daha muhtacız duaya, en muhtacız … Toparla bizi Mevlam binler günahın kıskacında sıkıştık…

Bir inşirah buyur batan güneş ardına ..

“Hep birlikte Allah’ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun (bu) nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz” (Ali İmran -103)

Kelamının aşkına toparla darmadağın ruhlarımızı, fikirlerimizi,  doğrularımızı, yanılışlarımızı…

Meramımız Sana malum, rahmetine sar bizi… Yanlışımızla bırakma bizi… âmin

Yine de kardeşlik nâmına nefsime birkaç hakikat hatırlatacağm; acizanemi de muhabbetlere Hak namına  dahil etmeden geçemeyeceğim…

İmam-ı Gazali der ki: “Kardeşlik, şahıslar arasında ki bağlantıdır…”

Bu bağlantıyı üstad Bediüzzaman şöyle açmaktadır:” Sizler büyük bir memleketi tenvir edecek elektriğin makinistleri hükmündesiniz. Makinenin çarkları birbirine muavenete mecburdur.”

 Birinin gevşekliği anında dengeleri altüst edebilir…

Efendimiz sav bu bağlantıya iki eli örnek veriyor ve biri diğerini yıkar buyuruyor…

Buna binaen demek kardeşlik iman gibi azim bir kaynaktan beslenen bir vahdet bağıdır…

Mevla-i zü’l -Cemal bize yarattıkları her bir zerrede birlik olmayı ittihat ve muhabbet ve uhuvvet namına yaşamayı öğütlüyor… Her bir zerre amacına nispeten yaratıcısının gaye-i nazarının hatipliğini yapıyor…

Bir uhuvvet.. geçmişten günümüze..

Bu destan, Habil ile kabilden açıldı asrımıza.. iki zıt kutup..

İki yolun, seçeneğin, var olacağının habercileriydi kim bilir…

Herkesin sonunu hazırlamaktaki yol haritasıydı belki

..

Yol olacaktı daha yaşananlar ..

Ensar ve muhacirler mesela …  Kardeşliğin hutbesiydi onlar…

Hasan-i Basri buyuruyor ki:” Bizden evvelki Müslümanların herhangi birisi peştamalını ikiye böler kardeşine verirdi. Böyle mükemmellikler yaşatıldı destan oldu sonra..

İskender pala öyle diyor güzelliği tasvir ederken,

“Güzelin kim olduğunu ne vakit unuttuk, ya güzelliğin ne’liğini ne zaman…

Bir yük oldu ömür kovunca güzeli hayatımızdan”… “Güzeldi ya her şey.. sonra güzel insanlar güzel atlar binip gittiler..”

Ömür yük oldu..

“Huzursuzluk çıkarıp cennette kalamadık,

Ağaçlar gibi olsun iç içe olamadık..”

Sadi der ki :

“Birbirini çekemez insan ne diye?

Kinle dolmuş güzel cihan ne diye ?

Allah bir, din İslam, mümin kardeşim;

Sen bana, ben sana düşman ne diye?..”

Evet üstadın buyurduğu gibi kişi adavet etmek isterse önce kendi kalbîndeki adavete adavet etmeli, onun define çalışmalıdır.

“Kainattaki zerrelerden güneş sistemine kadar bütün her şey varlığını ve bekasını sebepler planında birlik ve beraberliğe borçludur;

“Mesala, çöl iklimi… Dünyanın hiç yağış almayan veya çok az yağış alan, kuraklığın hakim olduğu, ağacın bulunmadığı bölgeler çöl iklimleridir. Buralarda bir ağaca ancak vahalarda rastlanabilir. Çöl lisanı haliyle bize şunu göstermektedir: Bir ağaç almış başını bir vahaya gitmiş, diğeri başka bir vahaya.. dolayısıyla iftirak hasıl olmuş, bir birlikteliği te’sis edemişler. Bu sebebten dolayı Allah’ın inayet, bereket ve ekstra lütufları onların üzerinden kesilmiş. Yılda birkaç kez yağış almakla hayatlarını devam ettirmeye çalışmaktadırlar.

Buna mukabil, hemen her mevsimde dünyanın en çok yağış alan bölgeleri ekvotaral kuşak bölgeleridir. Bu bölgedeki ağaçlar öyle birliktelik oluşturmuşlar, sırt sırta vermişlerdir ki onların böyle bir kardeşlik sergilemeleri sayesinde rahmet bulutları her zaman onların üzerlerinde dolaşmakta; iftirak halinde ayrı yaşamayı tercih eden çöldeki ağaçların üzerine ise, rahmet bulutları yılda birkaç kez uğramaktadır.”

(Ağaçların diliyle uhuvvet-cengiz inanır)

Öyleyse bu birliğe karşı gelmeyip Muhammedi ruh altında toplanmalı ve tek vücut olarak eller birleşmelidir.

Japonya da geliştirilen R-2 evrensel hayat enerjisi öğretisinde eller şifa aracı olarak kullanılır.

Yine Çinci şifacılar da avuç içlerini hastalarına uzaktan bir ayna gibi tutarak sağlığa aracı kılmaya çalışıyorlar…

Bizler el tutmasını bilsek, daha doğumumuzla  Muhammedi ahlak elini şifa vermek adına bize uzatmıştır..

Yanmalı, yakınmalı, UHUVVETTEKİ ZEDEYİ DERT BİLMELİ…

 Belki her gece ahu eninlerle gök kapılarını çalmalı… Allah’ım illa kardeşim illa kardeşim deyip sahabe sesine sesimizi bırakmalı..

“Bulutlar ağlamayınca gülmez çimenler”; ne güzel söylüyor hak dostları..

Ya Rab! Bizi birbirimizle imtihan, birbirimizin imtihanı eyleme.. aramızda uhuvvet ve muhabbeti destekle. Amin

vesselam

VEDDUA

 EL BAKİ HÜVEL BAKİ[toggle title=”Yazar Hakkında” state=”open” ]Araştırmacı – Yazar Merve DİKİCİ[/toggle]

Merve Dikici

Araştırmacı-Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.