Sekülarizmin ontolojik şiddeti ve pagan barbarlık biçimleri – Yusuf KAPLAN
Sekülarizm, modern paganizm biçimidir
Modern paganizmin kökleri Greklere kadar gider…
Grek felsefesi, pagan felsefe olarak anlatılır ve aktarılır bütün Batı toplumlarında.
İyi de, neden bizde böyle anlatılmaz okullarda, televizyonlarda, kültürel ve entelektüel ortamlarda?
MEDENİYETLER, PAGANİZM VE BİLİMLERİ
Greklerle birlikte paganizm gerçek mahiyetine kavuştu. Greklerden önce veya Grekler dışındaki medeniyetlerde paganizm, masumane bir paganizmdi: Tabiat güçlerine tapılıyordu: İnsanüstü, tabiatüstü güce sahip bir Yaratıcı fikri vardı bu paganizm biçimlerinin temelinde. Kimileri Ay’da, kimileri Güneş’te insanüstü ve ilâhî özellikler görüyordu.
Babil, Keldanî, Sümer, Mısır medeniyetlerinde karşımıza çıkan paganizm biçimleri, insanüstü ve tabiatüstü bir yüce kudret arayışı’dır aslında.
Paganizm, paganizmdir diyerek kestirip atamayız. Bir arayış var burada…
Sözkonusu medeniyetlerin hayata bakışlarında, hayatı yaşayış, duyuş tarzlarında, sanatlarında, bilimlerinde, kendini gösterir bu.
Sözgelişi bilimlerine, bilim tasavvurlarına ve ürünlerine bakalım kabaca.
Sözkonusu medeniyetlerin hepsinde de astronomi, merkez bilimdir. Greklerde merkez bilim fizik-biyoloji olacaktır.
Diğer medeniyetler fizikötesiyle, insanüstü ve doğaüstüyle ilgiliyken, Grekler fizik’le, insan’la ilgililer sadece.
Bu ilgi farklılığının elbette ki kendine özgü tarihî, sosyo-kültürel, ekonomi-politik şartları ve nedenleri var.
BİR ARINMA BİÇİMİ OLARAK SANAT, SPOR VE TRAJEDİ
Sekülarizm, bir paganizm biçimi olarak din-dışı’nın merkezî yer işgal etmesidir hayatta, hayatın her alanında.
Mısırlılar, Sümerler, Babilliler, Keldânîler din-dışı toplumlar olarak görülmezler.
Grekler bile din-dışı bir toplum olarak görülemez bir açıdan bakıldığında. Olimpiyatlar, dînî bir ritüel olarak yapılıyordu. Aynı şey, Grek sanatının, şiirinin ve hatta hayatının zirvesini oluşturan trajedi için de geçerliydi: Trajedi, bir arınma biçimiydi. Herhangi bir tiyatro oyununun, en üstün formu, trajediydi: Trajedi’de izleyici katharsis (doyuma, tatmine ulaşma, bir tür arınma) yaşar.
Aslında daha sonraları modernler sanatta da, romanda da, tiyatroda da bu trajedi formunu en çarpıcı ve etkin form olarak kullanacaklardır. Trajedinin zirveye ulaştığı sanat türü, Klasik Hollywood anlatısı’dır: İzleyici karakterlerle özdeşleşir, karakterler üzerinden arınma yaşar.
Klasik Hollywood anlatısında karakterler de dinsel anlamlar yüklüdür ve örtük dinsel işlevler yüklenir: Klasik film dili, iyiler ve kötüler karşıtlığı üzerinden işler: İyi kahraman aslında İsa-Mesih’i, kötü ana karakter de Deccal’i simgeler.
Sanatın da, sporun da dinsel özellikler taşıdığı Greklerin dünyasında din çok önemli bir yere sahiptir. Ama genelde, din-dışı toplum yapısının hâkim olduğu söylenebilir.
SARAY TOPLUMU’NDAN MABED TOPLUMU‘NA…
Şöyle de izah edilebilir bu: Grekler, Saray toplumu’dur; siyaset, siyasî erk ve güç, belirleyici bir itici güçtür. Diğer toplumlar, genelde mabed toplumlarıdır. Greklerde hayatın merkezinde Saray / politika varken, diğerlerinde mabed vardır aslında.
Tarih boyunca insanlık tarihine damgasını vuran toplum tipi, mabed toplumu tipidir. Saray toplumlarında da güçlü mabedler vardır; ama burada gerçek mabedler izafileşir, saraylılaşır, maddî güç üzerinden tahkim eder hem kendi yapısını hem de sahip olduğu gücü –Vatikan, bunun en çarpıcı örneğidir, elbette.
SEKÜLARİZM VE PAGANİZM: ONTOLOJİK ŞİDDET BİÇİMLERİ
Sekülarizmi, “şiddet kaynağı bir barbarlaşma biçimi” olarak tarif eder Hegel.
Modern toplum, dinin dünyadan uzaklaştırıldığı din-dışı bir toplumdur. Postmodern toplum ise,dünyevî olan’ın dinselleştirildiği pagan bir toplum: Bir yandan sefih sekülerleşme biçimleri hız, haz ve ayartı’yı kutsarken, öte yandan futboldan sinemaya, popüler kültürün bütün türlerinden medyaya kadar din-dışı kutsallıklar icat eder: Neo-paganizm, tekno-paganizm zaferini ilan eder.
Tarihte bütün özellikleri bakımından hem din-dışı hem de pagan olan tek toplum, modern toplumdur. Bütün medeniyetlerde, toplumlarda, din, en kapsamlı, en kuşatıcı perspektif sunan bir dünya tasavvuruna sahiptir. Sadece modern toplumda din, hayattan uzaklaştırılmıştır, hayatın geçici, dünyevî özellikleri dinselleştirilmiştir: Ontolojik şiddet, ontolojik barbarlıktır bu.
Özetle: Sekülarizm, hayatın anlamını yok eden, anlam boşluğu üreten, bu anlam boşluğunu din-dışı kutsallıklarla doldurmaya çalışan ontolojik şiddet üreten bir dünya tasavvurudur.
Ruhsuz ve pagan sekülarizm biçimlerinin karşısında sadece İslâm’ın insanın hem iç hem de dış dünyasını meczeden kuşatıcı dünya tasavvuru dimdik durabilir ve bu paganizm biçimini püskürtebilir. Hegel, tarih felsefesinde bu gerçeği açıkça dile getirir ama kimse bilmez bu çorak ülkede!
İslâm’ın küresel ölçekte yaklaşık çeyrek asırdır hedef tahtasına yatırılmasının nedenleri işte burada gizlidir.