Leyyin Sened – Hadis
Ravinin gevşek olduğunu ifade eden cerh terimi. Lin kökünden türeyen leyyin kelimesi sözlükte “yumuşak, gevşek, kolay” anlamına gelir. Terim olarak hafiften şiddetliye doğru yapılan cerh lafızları taksimine göre birinci mertebede yer alan en hafif ve ta’dile en yakın lafızlardan biri olup Darekutni’ye göre ravinin adalet vasfını yok etmeyecek, dolayısıyla rivayetinin reddini gerektirmeyecek kadar hafif bir cerh ifade eder. Bunun yanında “leyyinü’l-hadis”, “fıhi lin”, “fi hadisihi lin” lafızları da aynı anlamda kullanılmakla beraber bu lafızların yapıları dikkate alındığında son ikisinin daha hafif bir cerhe işaret ettiği söylenebilir. Nitekim Zehebi, aslında saduk olmakla birlikte kendisinde biraz gevşeklik bulunan (fıhi lin) ravileri, genel sağlık durumu iyi olduğu halde başı ağrıyan veya vücudunda çıban bulunan kimseye benzeterek dördüncü ta’dll mertebesinde zikretmiştir (Zikru men yu’temedü kavlühü, s. 171).
Zehebl, lraki ve Sehavl’ye göre “leyse bi-umde” anlamına gelen leyyinü’l-hadls, İbn Hacer’in bir ifadesinden anlaşıldığı gibi az hadis rivayet etmekle beraber rivayet ettiği hadislerde terkedilmesini gerektirecek ölçüde kusur bulunan raviler için de kullanılmaktadır (Takribü’t-Teh?ib, s. 14). Bazı alimler leyyin lafzını yalın haliyle mücmel cerh lafızlarından saymışlar, onunla ravinin ilmi ve zihni gevşekliğinin, dini ve ahlaki noksanlığının anlatılmış olabileceğini söylemişlerdir.
Bazı alimler ise leyyin lafzı ile ravinin adalet, leyyinü’lhadis tabiriyle de zabt yönünden gevşekliğinin kastedildiğini belirterek söz konusu belirsizliği gidermeye çalışmışlardır. Bu iki görüş yanında, dinin ikinci kaynağı kabul edilen hadislerin rivayetinde gevşek davranmanın aslında dini gevşeklikten kaynaklandığını söyleyip uzlaştırıcı bir yol tutanlara göre her iki lafız da aynı sonucu ifade ettiği için aralarında fark yoktur. Ancak leyyin veya leyyinü’l-hadis gibi lafızlarla cerhedilen raviler, haklarında kullanılan diğer tenkit Iafızları da dikkate alınarak değerlendirildiğinde genellikle hafıza zayıflığı, yanılma, hata, ihtilat, dikkatsizlik gibi zabt kusurlarından kaynaklanan ve çok defa mütabi’ ve şahid türü bir desteği bulunmayan münker hadis rivayet etmeleri sebebiyle zabt yönünden tenkide uğramış zayıf raviler olduğu görülür. Mesela Zehebl, ferd- münker birtakım hadisler rivayet eden ravilerin münekkitler tarafından eleştirilerek hadislerinin gevşek bulunduğunu “telyln” kelimesiyle ifade eder. Ca’fer b. Ahmed el-Bezzaz, İbn Lehla, Yezld b. Ata el-Yeşkürl, Yezld b. Abdurrahman b. Hind ed-Dalani Ieyyin: isa b. Sinan el-Hanefı, Sevr b. Ebu Fahıte, Abdullah b. Muhammed b. Akil Abdüla’la b. Amir, Eclah b. Abdullah el-Huceyye, Firas b. Yahya el-Hemdanl, Talha b. Yahya etTeyml gibi bazı raviler lin kökenli lafızlar kullanılarak eleştirilmişlerdir.
Leyyin ve bu kökten türeyen lafızlarla cerhedilen bazı ravilerin aynı zamanda sika, sağlam, sadı1k, salih gibi lafızlarla ta’dll edilmesi, bazılarının da “bir şey değil”, “metrı1k”, yalancı ” gibi ağır ifadelerle cerhedilmiş olması ilk bakışta bir çelişki gibi görülebilir. Aslında bu bir çelişki olmayıp sikalık her türlü günah, hata ve yanılgıdan tamamen uzak olmak anlamına gelmez: sika bir ravi de bazan dini veya ilmi yönden gevşeklik gösterebilir, buna karşılık bazı yönleri kötü olan bir ravinin iyi yönlerinin de bulunabileceği ihtimali mevcuttur. Ayrıca çelişkili gibi zannedilen böyle durumlarda cerh -ta’dll lafızlarını değerlendirirken bu lafızları kullanan münekkitlerin tenkit tarzlarını, bu lafızlara yükledikleri anlamları ve haklarında bu lafızlar kullanılan kimselerle ilgili diğer cerh-ta’- dll ifadelerinin tamamını dikkate almak gerekir. Cerh ve ta’dll ilmi sistematiğinde, leyyin gibi en hafif cerh ifadelerinin bulunduğu birinci mertebedeki lafızlarla eleştirilen ravilerin tek başlarına rivayet ettikleri hadisler başlı başına delil değeri taşımamakla birlikte bu tür hadisler hemen terkedilmeyip farklı tarikierden lafız ya da anlam yönüyle onları destekleyen aynı (mütabi’) veya benzer (şahid) rivayetlerin bulunup bulunmadığını araştırmak için yazılıp incelenir.
BİBLİYOGRAFYA : Lisanü’l-‘Arab, “lyn” md.; Fesevı. el-Ma’rife ve’t-tarli], lll, 92, 94, 104, 107; ibn Ebü Hatim. el-Cerf:ı ve’t-ta’dfl, ll, 37; V, 154; VII, 179; İbn Adi, el-Kamil, ll, 581; VI, 2391; VII, 2728, 2732; Sehmi. Su’alat (nşr. Muvaffak b. Abdullah b. Abdülkadir). Riyad 1404/1984, s. 72; Münzir1. Cevabü’l-l:ıiift.? Ebi Muf:ıammed ‘Abdil’a;;lm elMü~irl el-Mışrl [nşr. Ebü Gudde). Halep 1411, s. 53; Zehebi, el-Mükt.?a (nşr. Abdülfettah Ebü Gudde). Beyrut 1405/1985, s. 78; a.mlf., :j;ikru men yu’temedü kavlühü fl’l-cerf:ı ve’t-ta’dll, Kahire 1404/1984, s. 171; İbn Hacer, Teh;;:lbü’tTeh?ib, 1, 189, 190; ll, 36-37; V, 28; VI, 94-95; VIII, 259; a.mlf., Takrlbü ‘t-Teh?ib, Beyrut 1416/ 1996, s. 14; Şemseddin es-Sehavı, Fetf:ıu’l-mugiş, Beyrut 1403/1983, !, 372-373; Tecrid Tercemesi, 1, 396; Talat Koçyiğit. Hadis Istılahları, Ankara 1980, s. 205; Abdullah Aydınlı , Hadis stılahları Sözlüğü, İstanbul 1987, s. 89; Ebü’IHasan Mustafa b. İsmail, Şifa’ü’l-‘alll bi-elffi? ve kava’idi ‘l -cerf:ı ve’t-ta’dfl, Kahire 1411/1991, s. 523; Mücteba Uğur, Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü, Ankara 1992, s. 202; Emin Aşikkutlu , Hadiste Rica{ Ten k idi, İstanbul 1997, s. 181.