Kimsenin Günahini Almayin
Sosyal ağlarla oldukça mesafeli bir ilişki götürmeye çalışıyorum. Sosyal ağları pek fazla kullanmıyorum, sadece işimden dolayı yazılarımı paylaşmak, programlarımı duyurmak için facebook ve twitter kullanıyorum. Bunlar da her zaman açık değildir, pek takip etmem. Bunlar dışında başka yerlerden de davetler geliyor fakat hiçbirini kabul etmiyorum. Sosyal ağlarda özel hayat paylaşımı ile ilgili düşüncelerimi daha önce yazmıştım.
Sohbet sitelerine zaten karşıyım. Hem çok tehlikeli hem zaman kaybı. İnternette düzenli olarak www.cocukaile.net sitemizi takip ediyorum, bir de bir kaç haber sitesine bakıyorum bana yetiyor. Sosyal ağlardaki yazılanları okumaya takılırsam, kitap okumak için zamanım kalmıyor. Herbiri başka bir konuda akıp giden yazıları okumak yerine çize çize kitap okumayı tercih ediyorum.
Fakat yazılarımı eklemek için Facebook sayfamı açtığımda bazen ana sayfaya göz atıyorum. Bende arkadaş olarak beş bine yakın kişi ekli olduğu için çoğunluğunu tanımıyorum, okurum olarak beni takip ediyorlar.
Epey bir zamandan beni dikkatimi çekiyor; dindar insanlar, hacılar, hocalar, tesettürlü hanımlar, düzgün olduğu belli kişiler seks videosu paylaşmış görünüyor. Ya da ummadığın kişiler seni okey oynamaya davet ediyorlar. Ya da olmadık şeylere seni etiketliyorlar. Hiç yapacak kişiler değiller. Belli ki bilgileri dışında bir şey bu. İsimleri ve resimleri kullanılmış. Çok bariz ki bu facebook ağının kurucularının işleri ya da onların menfaat karşılığı yapılmasına izin verdikleri pis işler.
Sonuçta bu ağların sahibi olan Amerikalılar; millet âyet-i kerîme ve hadis-i şerif paylaşsın, hayır için kullansınlar diye açmadılar bu sayfaları. Ana gayeleri para kazanmak. Bunun yanında milletin özel bilgilerine sahip olup kullanmak ve ahlaki bozulmaya sebep olmak gibi ana hedefleri de muhakkak vardır. Kendileri yeterince bozulduğu için sıra bize geldi. İnternet İslam ülkelerinde çok ucuz ve köylere kadar yayılmış durumda. Oysa Avrupa ülkelerinde bu kadar ucuz ve bağlantı kolay değilmiş. Yalnız nedense İslam ülkelerinde ucuz olmasını ve erişimin kolay olmasını Avrupalılar destekliyorlar. Bu da işin başka bir boyutu.
Bu ağların sahipleri parayı nasıl kazanacaklar? Kullanıcılardan alsalar katılım az olur. Sayfaların kenarına reklam alarak gelir elde ediyorlar fakat tabii bu onların gözlerini doyurmaz. Hem para kazanıp hem ahlaksızlığı yaygınlaştıracak şeyler yapılmalı.
O videoları gördüğümde okuyucularımı uyarmak için bir yazı yazsam mı diye düşünmüştüm. Sonra da vazgeçmiştim çünkü açıkça belli ki bu kişiler bunları yapacak insanlar değil. Toplu mesaj atan, herkese arkadaşlık teklifi gönderen, merhaba çok tatlısın diye herkese selam veren, abuk subuk videolar paylaşanlar yamuk tipler var. O tipler hemen belli oluyor. Onların arkadaşlık teklifini kabul eden olmuyordur herhalde.
Fakat bu her halinden düzgün insanlar olduğu belli, hatta bir kısmı arkadaş listesinde olan kişilerin, seks videoları paylaşacağına, oyuna davet edeceğine kimse inanmaz diye düşünüp vazgeçmiştim. Geçen haftalarda ana sayfada bir genç kızın paylaşımı dikkatimi çekti “Hiç beklemediğim abi dediğim düzgün biri, bana seks videosu göndermiş, terbiyesizi hemen sildim .” yazmış. Demek ki inananlar da varmış diye yazmaya karar verdim. Arkadaşlarınızdan gelmiş gibi duran videolara üstünde onun cümleleri ile yazılmış özel bir not yoksa inanmayın. “Hadi sen de izle” gibi mesajlara aldanmayın. Arkadaşınızın o videodan haberi bile yoktur sadece sayfasını kullanıyorlar.
Bunu sadece videolarda yapmıyorlar. Beğen butonları ile de yapıyorlar. Sizin haberiniz yokken sizin adınıza bazı şirketlerin ürünlerini beğeniyorlar. Sadece satılacak ürünler değil bunlar. Sizin hesabınızdan internet sitelerini beğeniyorlar, sizin adınıza takip ediyorlar haberiniz bile olmuyor.
Geçen gün yakınım olan lise öğrencisi bir genç söyledi. Arkadaşları ona neden cinsel ürün beğendiğini sormuşlar. Delikanlı çok şaşırmış “Ben öyle bir ürün beğenmedim, ürünü arkadaşlarım söyleyince gördüm.” diyor. Ne hain bir tuzak. Kenarda çıkan reklamları herkes tıklamıyor fakat bir arkadaşınız bir ürün beğendiyse merak edip tıklama ihtimali yüksektir. Bunun için de özellikle gençleri hedef alıyorlar. Arkadaşımız beğendiyse almıştır ben de alayım diye sipariş veren de çıkıyordur. Bunun bir hile olduğunu anlamayanlar oluyor. Şirketler internet satış siteleri ya da reklamlarla çok büyük paralar kazanıyorlar.
Oysa gerçekten cinsel ürün alan ya da seks sitelerine giren kaç kişi bunu beğenerek ya da tanıdıklarını etiketleyerek ilan etmek ister. Yapan bunu gizli yapar. Siz başkalarını kınarken kim bilir sizlerde nerede hangi abuk subuk ürünleri ve siteleri beğenmiş görünüyorsunuz. Kim bilir kaç tanıdığınızda sizin için “Sapık. Hem yapmış hem de ilan ediyor” diye suizanda bulunuyordur. Velhasıl tam bir fitne.
Sizin adınıza kim yapıyor bu işleri? Biraz araştırınca öğrendim ki bunların özel ticari siteleri var. Birine kaydolup aylık para ödediğinizde internet sitenizin, Facebook ya da twitter sayfanızın takipçileri yüzlerce, binlerce artıyor. Bakıyorsunuz tanınmamış insanların, hiçbir özelliği olmayan sitelerin binlerce takipçisi var görünüyor. Bunlar sanal kişiler değil, gerçek kişiler fakat çoğunun o siteyi takip ettiğinden haberi bile yok. Bunu dini içerikli görünen bazı siteler de yapıyor, sapık siteler de yapıyor. Maksat takipçi sayısını çok gösterip hem “aaa çok takipçisi varmış, ben de takip edeyim gibi psikolojik bir yönlendirmeye sebep olmak hem de reklamdan daha çok pay almak.
Bir ara benim facebook sayfamda elliye yakın beğeni vardı. Oysa hiç birini ben beğenmemiştim. Yazar, şair hiç tanımadığım kişilerin sayfasını beğenmişim görünüyordum. Benim mesleğim yazar olduğu için benim adıma yazarları beğenmişler. Büyük ihtimalle o yazarlar takipçi sayısını artırmak için bir şirketle çalışıyorlardır. Silmek için uğraştık silemedik virüs gibi yapışmıştı. Bir süre sonra kendi kendine kayboldu.
Belki bu arada benim onları beğendiğimi zanneden pek çok okuyucu o kişilerin sayfasına girip sayfalarını incelemiş belki takip edenler olmuştur. Bu arada şu açıklamayı da yapayım, beğen teklifleri bana okuyuculardan çok geliyor fakat ben hiçbirini onaylamıyorum çünkü beğenmek tavsiye etmek demektir. Tavsiye edebilmem içinde onları tek tek incelememem, emin olman lazım, bunun için de zamanım yok.
Bir de oyun davetleri var. Hiç beklemediğiniz arkadaşlarınızdan sürekli gelen. “Aaa Ayşe’ ye bak akşama kadar dini sohbetlerde, vakıf, dernek işlerinde koşturuyor ama akşamda okeyin başından kalkmıyor demek ki, bir de beni davet etmiş,” diye kimsenin günahını almayın Ayşe hayatında hiçbir oyun sitesine tıklamadığı gibi akşam bilgisayarı da açacak zamanı yoktur. Davetlerden haberi yoktur, sayfasında gördüyse de silemiyordur.
Virüs mesajlarını da unutmamak lazım. Arkadaşlarınızdan gelen bir video gibi gönderiyorlar. “Çok emek verip yaptım, baksana” gibi mesajlarla geliyor. Sayfanıza yapışıp gitmiyor, silemiyorsunuz, Ya da bir arkadaşınız başka bir arkadaşınız ile ilgili bir video göndermiş gibi duruyor. Dikkat çeksin diye de iğrenç başlıklar atıyorlar. “Filancanın rezillikleri” gibi. Tabi arkadaşının adını rezillik kelimesi ile yan yana gören “Bu ne yaaa” deyip tıkladığı anda virüsü kapıyor, bilgisayarınız ya da notebookunuz göçüyor ya da zarar görüyor. Kendi adınıza hazırlanmış olan, fotoğraf ve isminizin olduğu video bile gelse sakın tıklamayın. Bana da geliyor bazen.
Velhasıl madem internet kullanıyoruz biraz uyanık olalım, tuzaklarına dikkat edelim. Arkadaşlarımızdan gelmiş gibi duran videoları, reklamları tıklayarak kötü niyetle para kazanmak isteyenlerin ekmeklerine yağ sürmeyelim.
Her duyduğumuza, gördüğümüze inanmayalım. Oturduğumuz yerden onun bunun günahını almayalım, yalan ve iftirayı yaymayalım. Sosyal ağlar bizi kötülüklere, günahlara bağlamasın.
[toggle title=”Yazar Hakkında” state=”open” ]Sema Maraşlı – cocukaile.net[/toggle]