KARDEŞLİK NE BÜYÜK NİMET (SURİYE GÜNLERİ)
Her eylem yeniden diriltir bizi, 13 Ekim Adana İncirlik Üssü Programından sonra heyecanlandığım 2. güzel iş. Suriyeli kardeşlerimize battaniye göndereceğiz. Kampanya Âdem Özköse abimizin başını çektiği İslami gençlik İnisiyatifi ile sadakataşı derneğinin ortaklaşa çalışması. 15 gün içinde 2 tır battaniye toplandı, hamd olsun. Sevinçliydik, dualar edip gerekeni yapmıştık ümmet sevdalılarıyla…
Bir gün okulda derse girmek üzereyken telefon çaldı, arayan kıymetli bir ağabeyimiz: ‘’ dostum hazırlan, ümmetin emanetlerini kardeşlerimize ulaştıracaksın’’dedi. O anda ki Heyecanım beni ve okulu sarmıştı çünkü kardeşlerime gidecektim. Hazırlıkları yaptım Kilis’e doğru yola çıktım. Sabah vaktinde Kilis’e ulaştım oradan Kilis ihh vakfına geçtim. Battaniyeler gelmişti tırlarla. Ben ve 3 abi önce Kilis içinde ki acil yardıma ihtiyacı olan Suriyeli kardeşlerimize emanetleri ulaştırmak için yola çıktık. Hava yağmurluydu Kilis’teki evleri tek tek geziyorduk. Girdiğimiz evlerde genelde 7–8 kişi kalıyordu. Bizde isim isim alarak ailelerin sayısına göre dağıtım yaptık. Battaniye verdiğimiz evlerdeki çocukların sevinçleri yüzlerine öyle yansıyordu ki çıktığımız yolun güzelliğini fark ediyorduk hamd olsun. En son girdiğimiz evde yüreğim burkuldu evde 5 tane bayan ablalarımız ve çocukları vardı, eşleri Suriye de özgürlük için mücadele ediyorlarmış. Evde yere serecek sadece bir battaniye vardı ve ev soğuktu. Sorumlu ağabeyimiz arabadaki battaniye ve polarların hepsini buraya bırakalım dedi. O anda küçük çocukların battaniyelere sarılışı içimi cız ettirdi. , duygulandık, görevimizi yerine getirmenin huzuruyla oradan ayrıldık.
Rotamızı Babüsselam kampına çevirdik. Bu kamp azez bölgesine 10 km, halepe 50 km uzaklıkta bir yer. Önce arabamızı yüklemek için sınır kapısına geldik. Sınırda bizi Suriyeli ebu ömer ve şoförümüz karşıladı. Ebu ömer’e sarıldım, içim huzur doldu, kardeşlik ne büyük nimet dedim. Ömer abi bana ‘ya halit’ diyordu battaniyeleri yüklerken. Malzemeleri içeriye geçirdik. Vakit akşamdı. İHH Vakfı gittiğimizde 6 bin (şu an 10 bin) kişiye öğle ve akşam olmak üzere yemek dağıtımı yapıyorlar. Bende yemek arabasına atlayıp işe koyuldu. Özgür Suriye bayrakalrının altında kamp bölgesi bir başka güzeldi. Aldığımız manevi hazlar bizi Rabbimize daha da yaklaştırıyordu. Kamp alanı geniş, arabayla 25–30 dakikada yemekleri dağıttık. Arabayı gören çocuklar sevinç çığlıkları atıp, allahu ekber diyorlardı.
Daha sonra yemek haneye yardıma geçtik, aşçımız hasan diye Suriyeli yüzü tertemiz bir kardeşimizdi. Ona yardım etmek istediğimi söyledim, sarıldık beraber işe koyulduk. Bulaşıkları 5 -6 kişilik ekiple aşk ile yıkadık sonra muhabbete faslına geçtik. Dua ediyorlardı Türkiye’ye, ihh’ya ve yardım gönderen kardeşlerimize. Selamları var dostlar güzel insanlara. Muhabbet uzadıkça uzadı, kampta kalacağım yere doğru giderken düşünceler sardı, buradaki çocuklar, buranın zor şartları, soğuk hava, naylon çadırlar, ayakkabısı olmayan çocuklar vs vs… Düşünceler…
Düşünceler sardı içimi yanı başımızda kardeşleri büyük sıkıntılar çekiyor ama umutları yitirmemişler. Bir ekmek ve battaniye onları mutlu ediyor, sıcak bir yemekte öyle. Dillerinde dualar, gönüllerinde Müslümanlara sevgileri eksik değildi. Allahım ne güzel kardeş olmak, ne güzel ümmet olmak, kalblerimize verdiğin bu güzelliklerden dolayı sana şükürler olsun. Sınırlar kardeş olmamıza engel değil dostlar ..
(babüsselam kampı günleri yazımız devam edecek inşallah)
[toggle title=”Yazar hakkında” state=”open” ]Halit Safa[/toggle]