Kardeşlik Ayrı Cesetlerde Bir Ruhtur
AFAKTA DOSTLUK:
Âlemde, bir biriyle kardeş olmayan hiçbir varlık yoktur. Her nesne de bir ünsiyet vardır. Kar, yağmur toprağı sevmese, yere düşmez; toprak da yağmuru bağrına basmaz. Bülbül gülü sevmese, sarmaş dolaş olmaz; bülbül gülün hasretiyle nameler atmaz. Tabiatta güneşin arza küstüğü olmuş mu? Gökteki cisimler bile birbirleriyle kardeştir. Bu dostluk kurulmasa, intizam bozulur. Kıyametin kopması bu ilahi düzenin bozulmasına bağlıdır. Sema yarılıp yıldızlar dökülünce, denizler kaynayıp birbirine karışınca kopar kıyamet. (İnfitar. 1.-3.) Rüzgârın iltifatıyla tabiat berraklaşır, çiçekler döllenir, insanlar rahat bir nefes alır. Cömert davranınca dağ ve taş, yerin altı suyunu akıtır, üstü otunu bitirir, madenini servet olarak insanoğluna sunar. Su, hava, ateş, toprak bir düzen içerisinde akıp gider. Güneş kendi mihveri etrafında belirli bir vakit için hareket eder, ayda kendi çizgisinde yürür. Güneş, ay ve yıldızlar ayrı ayrı bir hedefte yüzüp gider. (Yasin. 38.-40.)Her şey kardeş ya, gece gündüzü, gündüz de geceyi takip eder.
ENFÜSTE KARDEŞLİK:
Kendi dışımızdaki cisimlerin intizam ve insicamı, kendi içimizdeki düzen ve itidale misaldir. Bizi yaradan, bizi bir düzene koyan, uygun bir şekil veren Rabbimizdir (cc). Yapımızı meydana getiren hücrelerde ki ahenksizlik, gözümüzü sırtımızda, kulağımızı da kolumuzda hâsıl edebilir. Afakta bir düzen, uyum varken, içimizde de bir ölçü ve ahenk vardır. İçte azgın nefsi ıslah ile, ruha yoldaş edenler sulha ererler. “Hakikaten Biz, her şeyi hikmetimiz icabı bir kaderle yaratmışızdır.” (Gaf: 49) “Allah Teâlâ katında her şey bir ölçüye göredir.” (Ra’d: 8) Rabbimizin Hâlık, Yaratma sıfatından dolayı, kâfirlerle bile birlikteliğimiz vardır. Müslümanlar ile de bir iman bağı vardır. Yakınımızda bulunan ülkelerde zulüm altında inleyen mü’min kardeşlerimize yardım, kardeşliğin gereğidir. Battaniye, yorgan, yastık, kadın ve çocuk bezi, giysiler ve yanık merhemleri, yiyecek ve içecekler hususunda yardım etmek uhuvvetin gereğidir.
KARDEŞLİKTE ESAS:
Hucûrat Sûresi, “Gelişi güzel haberlere kulak asılmamasını, savaşan iki mü’min grubun arasının düzeltilmesini, dargınların barıştırılmasını, kadın ve erkeklerin birbirleriyle alay etmemesini, böbürlenmemesini, arkasından çekiştirip bir birlerinin kusurlarını araştırmamalarını tavsiye eder.” Bu öğüdü verirken kendi nefsinizi ayıplamayın, buyurur. “Sevgide, şefkatte, merhamette, birbirine iltifatta, mü’minleri bir vücut gibi görürsün” hadisi şerifi, yukarıda kardeşliğin şartlarını bildiren ayet-i celilenin tefsiridir adeta.
KOMŞULARLA GÜZEL GEÇİM:
Mükellef, sorumlu olmayan varlıklar birbirini sevgiyle karşılarken, İlahî hitaba mazhar olan insan, nasıl birbirini görüp gözetmez? “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” Kendi bünyemizden bir parça olan elimiz cömert, ayağımız Hak’da sebat, gözümü ibret, kulağımız öğüt ve nasihat, dilimiz zikir, beynimiz fikir, kalbimiz şükürle meşgul oldukça, geçimimiz güzel olur komşularımızla.
EHLÜLLAHIN DİLİNDE KARDEŞLİK:
Kimsesiz yerde buluşma, halvette sevgi, özür icab etmediği halde özür beyan etme, baskısız gönül hoşluğu, Hak Teâlâ’nın bildiğini gizlemeyen ve açıkta olduğu gibi, gizli zamanlarda da emniyet sağlayan kimsedir kardeş. Dedem Şeyh Mustafa Hulusi Hazretlerine biri, “bir vakit belirleyerek, o vakitte ruhen buluşup görüşelim” der. Adapazarı’ndan bir grup şu hadiseyi nakleder. “Bize Sami Efendi kırk beş dakika sohbet etti” der. O saatte hâlbuki Üstazımız istirahattedir. Kardeş, izinsiz malına el konulabilen, nefsi ve kalbi onunla rahata eren kişidir. Hayat ve mematında ilgilenen kimsedir. Kardeş, ahlakı birbirine uygun, gönüllerindeki birbirine malum, beka âleminde beraber, karşılaşmaları mutluluk meydana getirendir. Kardeş, ayrı cesedlerde bir ruh, acı ve elemde bir, İlâhî sülükte, Hak Teâlâ’ya vuslatta yardımcı, nefsin azgınlaşmasında sana gözcü olandır. Kardeş, evlat ve ehline kavuşmaktan daha ziyade, insana sevgi bahşedendir. Çünkü ehli dünyayı, âhiret dostu ukbayı hatırlatır. Eşyanın en kıymetlisi, âhiret kardeşidir. Dünya işlerindeki müşaverede, görüşü sağlam, uhrevi müşaverede basireti açık olan kimsedir. Kötü arkadaş, elde dünyalık varken dost, aksi halde seni terk edendir.
Nesebe dayanan kardeşlik, nutfe, spermaya, din kardeşliği, nübüvvete ve ilâhî nura dayanır.