İslam Hukuku Açısından Evlat Edinme ve Hz. Peygamber’in Zeynep’le Evliliği
Çocuk, insanoğlunu hayata bağlayan , ona yaşama sevinci veren ve vazgeçilemeyen temel unsurlardan biridir. Ancak çocuk sahibi olabilmeyi engelleyen bir takım hususlarda karşılaşan ailelerin varlığı da her zaman varlığını muhafaza etmektedir. Çocuk özlemi çeken ailelerden bir kısmı evlat edinerek bu üzüntülerini dindirmeye çalışmaktadırlar; çünkü evlat edinme, kendilerini bu konuda çaresiz gören ailelerin özlemini gidermelerinde önemli rol oynamaktadır.
Ayrıca geçmişten günümüze aile yuvasından yoksun olan çocukların korunmasına katkı sağlayacağı düşüncesinden hareketle himayeye muhtaç çocuklara aile ortamını sağlamak, yaşlandığında kendisine sadakatle bakacak bir kimsenin bulunmasını istemek, ölümünden sonra mal varlığının paylaşılmasında kendi irade ve arzusunu hakim kılmak gibi düşüncelerle evlat edinme uygulaması süregelmiştir. Evlat edinme; nesebi başkasına ait olan çocuğu kendi çocuğu olarak kabul etme anlamına gelir. Bu şekilde, atalarında usu-füru ilişkisi olmayan kişiler arasında sun’i bir nesep tesis edilmiş olur.
Evlat edinme, cahiliye döneminde yaygın bir uygulama idi. Bunun sonucu olarak evlat edinilen; nesep, evlenme. miras ve mahremiyet gibi konularda öz çocuk gibi kabul edilirdi. Bu dönemde bir çocuğu evlat edinmek isteyen kişi. halkın önünde onu evlat edindiğini söylediğinde. çocuk artık evlat edinen kişinin öz oğlu sayılır; evlat edinenin adıyla çağrılır ve birbirlerine varis olurlardı. Evlat edinen, kendi öz evladında olduğu gibi evlat edindiği . kimsenin dul kalan eşiyle de hiç bir şekilde evlenemezdi. Evlat edinilen de, evlat edinenin kızını, kız kardeşini. halasını ve teyzesini kendisine eş olarak alamazdı. Kısaca baba oğul arasındaki bütün hukuki. işlemler, evlat edinen ile evlatlığı arasında da aynen geçerli kabul ediliyordu.
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLA – PDF
[toggle title=”Yazar Hakkında” state=”open” ]Prof. Dr. H. İbrahim ACAR*[/toggle]