Hoşlukla Geldin Ey…
Sonsuz Şükür ile…
Yine binler lütuf yağıyor üzerimize şu günlerde.. Kainat bir neş’e ile alev almış, Mevlevi timsâliyle cezbe gelmiş, bir sûfi gibi ilâhi na’meleri çalıyor ve gelecek olan o kutsî günden haberdar ediyor bizi…
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:
“Kim Ramazân-ı Şerîf ayının girmesiyle sevinirse, Cenâb-ı Hakk o kimsenin cesedini Cehennem ateşine haram kılar”
Asker yolu gözleyenlerin aşk-u şevki ile bekliyoruz 11 ay önce yola vurduğumuz o en nazenin ayı.. O da büyük bir coşkuyu toplayıp bağrında, kucak açmış bekleyenlerine koşuyor..
Hoş geldin!.. Ya şehri RAMAZAN
“Susuzlukların ırmak olduğu günümüze kutla geldin, hoş geldin ey! Zamanlar güzeli ey, kut yağdırmaya bahçemize hoş geldin! Mü’minleri handân; mücrimleri giryan edendin sen! Ve şeytanı sûzân; inkarcıyı perişân edendin!.. Hoş geldin!.. Gufranımızdın, bağışlanmamızdın… Hoş geldin!.. Kitab’ımız, sadakamızdın… Hoş geldin!.. Selamımız ve salavatımızdın… Hoş geldin!.. Cihânârâ cihân içindedir arâyı bilmezler O mâhîler ki derya içredir deryâyı bilmezler Hatırası kora dönmüş uzak bayramların gülümseyişleriyle tutup ellerimizden iftar sevinçlerine karıştır aminlerimizi; çoğalttıkça çoğalt tazarruları gül dudaklarda. İki sevinç arasında, bunda ve ötede müjdelenen iki sevinç arasında bir alev gibi yak ruhumuzu ve bir anda yansın amel defterlerimizin kara sayfaları. Azrail tabaklarımıza bırakmadan ölümü hakiki oruçların iftarına ulaştır bizi. Terk ettiğimiz nimetlerini iftar sofrasında melekler koysun önümüze ve gönül kandilinin pasını temizlesin feriştehler. Riya desenlerinden arındırdığın nur hil’atlerini giydir seherlerde bize de, isterse ramazan hilalince arıklaşsın bedenlerimiz, gel ey!.. Fecirden başlayarak ta güneş batıncaya kadar sevda seherinden aşk pazarlarına düşelim çiçeksiz balların arısı gibi; ve güzeller zülfünün perçem tellerinde açalım gönül nergislerinin sarısı gibi. Tenha sokaklarda oruçsuz ve neşesiz koyma zamanı ve dağların yamaçlarında eserken gurub, uyuyan yelkenlilerimizi uyandır. Yakınında duralım zeytin dallarının ve bir zeytin ile varalım kırkıncı kapıya. Aynı dakikada düğümlenen zamanı paylaştır aramızda; aynı düğümde bağlanalım İrem denklemlerine. Süzülmüş benizlerle çarşıdan dönen şehzadeler söylesin son şarkısını özlemle kadirlerin ve nefesi gül kokan çocuklar okusun son medhiyesini hasretle bayramların. Gülabdanlardan dökülsün ellere cedlerin bereketi ve Var Eden’e ulaşsın ıtırlar iklim iklim, kuşak kuşak.
Onbir ayın sultanı, onikincim; muradım, mutluluğum, hoş geldin!.. Çifte sevince tek nimet; iki güzele bir âşık; gel, iyileştir içimizdeki yarayı… Maah ey! Aydınlat kara düşüncelerimizi, barış getir, esenlik serp dünyamıza. Çığlıklar feryâda karışmasın çağında, mazluma imdâd, mü’mine dâd erişmesin hem!.. Gülümse bize.”
(İskender PALA)
ilâhi lütûf ve ikramların sunulduğu, gönül bağlarımızı ulvi makamlara taşıyan bu kutlu aya eriştirdiği için Rabbimize hadsiz hudutsuz şükürlerle..
Şükrümüzü lisân ile ifade etmekle beraber varın iki rekat şükür namazıyla karşılayalım bize nasbedilen ayımızı..
Rükûsuyla, secdesiyle bir miraç tekellüfiyetindeyken, tahiyyatla selamlayalım Rabbimizin selamını..
Kıraatımızı her zamankinden daha ziyade tutarak her gecesini, Kelamullahın indiği Kadir gecesi olarak addedip, bine otuz bin sevap yazılan bu bereketinden payidar olalım inşaallah..
“Ve suzi gibi-“Dedim: kapıyı aralamaz mısın? dedi: beyhude yorulma kapılar sürmelidir”diyerek Hakka dair her mülahazanın dışında kapıları sürmeleyip yüreklerimizi bu yola ram edip, afv-u mağfirete nail olanlardan olmak çabası, aşkı içinde olalım inşaallah..
O en güzelin kelamı ile ve o en güzel kelam ile geçirelim anlarımızı..
***Ve teravihlerle dirilir bir dahi oruçlarımız..
Teravih namazı, 20 rekattan ibaret müekked bir sünnettir.. Her 4 rekat sonunda bir miktar oturup istirahat edildiği için bu 4 rekata bir terviha denir.. yani bir teravih namazında 5 terviha vardır, bu kelime tervihin mastarı olup, nefsi rahatlatmak Anlamındadır.. Teravih namazı, her 2 rekatta bir selam vererek 10 selam ile bitirilir ki faziletli olan budur, 4 rekatta da selam verilebilir. 8-10-20 rekatta bir selam vererek bitirmek kerahetle caizdir.
Efendimiz “”Kim ramazan namazını inanarak ve sevabını Allah tan bekleyerek kılarsa onun geçmiş günahları bağışlanır” buyuryor..
Teravihin faziletini emirül-müminin olan Hz. Ali densordular, buyurdu ki, her kim ramazanın
1.gecesinde, teravh n. kılarsa, Allah Teala. o kimsenin bütün günahlarnı bağşlar,
2.gecesi kılanın, anne-babasının günahlari afvolunur,
3,gecesi kılana melekler der ki, sana müjdeler olsun!Allah senin ibadetini kabul buyurdu, istediğin şerefe kavuştun, günahların affedildi.,
4.gecesi kılana, tevrat,zebur, incil ve Kuran-ı k.hatmetmiş gibi sevap kendisne ihsan edilr,
5.gecesi kılana Mescid-i aksa da, Mekke de, Medine de kılımış gibi Hakk Teala sevap ihsan buyurur,
6.gecesi kılana, Beytül Mamuru tavaf etmiş gibi,
7.gecesi kılana, firavun ile yapılmış gazada Bulunmuş gibi,
8.gecesi kılana bedir muharebesinde Rasulullahile bulunmuş gibi,
9.gece için Hz.Davud ile beraber ibadet etmiş gibi,
10.gecesi kılana dünya selamet ve saadeti ihsan edilir..
Ramazan sonuna kadar tüm gecelerin böyle ayrı fazilet ve meziyetleri ile yüksek derece ve sevapları vardır..
30.gecesini ikmal edince Hakk Tealanın emri ile Arş-ı Ala nın altında bir sózcü hitab ederek der ki,:”Her gece teravih kılan kullar cehennemden kurtulmuş kullardır. Korktukları cehennemden kurtulup arzu ettikleri devlete cennet ve cemali ilahiyeye nail oldular. Hak Teala hz. Azamet-i şaniyle buyurur ki, izzim ve cemalim hakkı için bu kullarıma afv ile muamele eyledim. Bundan sonra Hak T.emreder o kullara birer beraat yazılır. Bütün kadın-erkeklerden bu şartlar dahilinde ibadetini ifa ederek Cenabı H. bu lütfuna muhatap olanlara, cehennem azabından kurtulup, sıratı kolaylıkla geçmek için, ellerine birer beraat verilir.<huccet-Ül tercümesi-sf.68=”” veled=”” eyyühel=”” i.gazali=”” ve=”” ilmihali=”” islam=””>
vel hasılı kelam üstad hz.buyuruyor,
“Ramazan-ı ş.adeta ahiret ticareti için gayet kârlı bir meşher, bir pazardır.. Dili yalandan, gıybetten ve galiz tabirlerden ayırmakla, ona oruç tutturmak.. ve lisanı tilavet-i kuran,zikr, ve tesbih ve salavat, istiğfar gibi şeylerle meşgul etmek…”
Mevlâm nasıl ve hangi ibadet-i taattan razı olacaksa bizi o hal ile hallenmeye mazhar eylesn . amin..
HOŞLUKLA GELDİN EY:…
Merve DİKİCi