Evlilik Egitimi Ne Zaman Başlamali? |Sema Marasli
Evliliklerin azalması, boşanmaların artması sebebiyle aile kurumunu kurtarmak adına, önceki yıl aile danışmanlığı konusu gündeme geldi; yetkililerce adımlar atıldı. Belediyeler, vakıf ve dernekler de evlilik okulları açmaya başladı.
Bunlar iyi niyetli adımlar fakat kötü gidişatı durdurmaz. İki sebepten. Birincisi, eğitim yapanlardan kaynaklanan sebeplerden. (ayrı bir yazı konusu) İkincisi bu eğitimler evlenmek isteyen bekarlar ya da evliler için oluyor. Yani evlilik için, niyet etmiş, yola çıkmış olanlara. Muhakkak faydası olur fakat yeterli olmaz. Çünkü geç kalınmış bir eğitim bu.
Açıklanan resmi rakamlara göre geçen yıl boşananların yüzde yetmiş dokuzu ilk bir yıl içinde boşanmış. Bir ömür boyu çıktıkları yolda bir yılı bile tamamlayamamışlar. Bu durum bize neyi gösteriyor? Yeni neslin evliliğini sürdüremediğini. Sebep ne olabilir?
1- Bu gençlik “ben nesli” aileleri tarafından önlerine bütün imkanlar sunulan, karşılığında sadece okul başarısı beklenen, kendine odaklı, sabırsız, sorumluluk almaya alışmamış gençler. “Ben” demeye alışmış olanların “bize” geçmesi çok zor.
2- Bu gençlik, özgürlük sloganları ile büyümüş bir nesil. Aile olmak sağlam bir bağ ile bağlanmayı gerektirir. Hem tamamen özgür olmak hem de bağlanmak ikisi bir arada pek mümkün değil.
3- Bu gençlik, sınav nesli. Kazandığı ve başardığı kadar değer gören, rekabetçi bir nesil. Sevgiyi yaşatan merhamet duygusu eksik çoğunda. Hatta kendi ailesine karşı bile pek yok.
4- Bu gençlik, kız erkek ilişkisi ile yıpranmış bir nesil. Çok fazla tecrübe sahibiler ve tecrübelerden edindikleri bilgilerle kızlar ve erkekler diye kafalarında oturmuş yanlış yargıları var. Evlilik hayatına da ben bilirimle başlıyorlar.
5- Bu gençlik, bilgisayar nesli. Onlar, sanal dünyanın sahte kahramanları. Orada küfrediyorlar, orada gösteri yapıyorlar orada beğeniliyorlar. Gerçek hayatta ise çoğu sanal dünyadan çıkamıyorlar. Fotoğraf çekmekten, fotoğraf paylaşmaktan, twit atmaktan, çok beğenilmek için ne yazacağını düşünmekten normal yaşamayı unutuyorlar. Nerede kaldı evliliği devam ettirmek.
Elbette içlerinde istisnalar, iyi yetişmiş gençler var fakat genel manzara maalesef ki böyle.
Bütün bu olumsuzlukların yanında, bu gençlerin çoğu, evlilik adına ailelerinde de iyi model göremiyorlar.
Okullarda ise aile olmak; eş olmak, anne-baba olmak üzerine hiç bir eğitim yok.
Eğitim sistemimiz sadece zekayı geliştirmeye hizmet ediyor. Bunun içinde aklı doğru kullanmak yok, kalbi güçlendirmek yok, kendini tanımak yok, iyi bir insan olmak yok.
Gençlerin okula gitmelerini ana sebebi, iyi para kazanacakları bir meslek sahibi olmak. Bu mudur eğitim ve öğretimin amacı? Bir devletin geleceği olan gençler, eğitimi sadece para ve statüye araç olarak görüyorlarsa ve okuldan mezun olurken, insani değerlerinden kayıpla çıkıyorlarsa, milli eğitim sistemi muhakkak sorgulanmalıdır.
Okullarda daha az sayısal ve sözel dersler olsun fakat daha fazla insanlık dersleri olsun. Evlilik eğitimi erken yaşta başlamalı. Derslerde küçük yaştan itibaren aile kurumunun değeri öğretilsin. Çocuklar kadın-erkek arasındaki farklılıkları ve nasıl davranılacağını öğrensinler. Eş olmanın, anne-baba olmanın, sorumlulukları öğrensinler. Sevgi için, saygının gerekliliğini bilsinler. İletişim öğrensinler, adabı-muaşeret öğrensinler.
Ne kadar erken öğrenirlerse o kadar içselleştirirler. Kısacası aile olmak için gerekli erdemleri öğrensinler ki geleceğin umudu olsunlar, aile kurabilsinler.