Aile/RehberlikSema MaraşlıTüm Yazılar

Erkekler Kadınlaşıyor mu? – Sema MARAŞLI

Yaratılış rollerimize uygun yaşıyor muyuz? Fıtratımızı ne kadar koruyoruz?

Her geçen gün bilimsel araştırmalar kadın erkek farklılıkları ile yeni bir şey ortaya çıkarırken, bir yandan da bazı güçler kadın erkek farklılıklarını yok etmek için uğraşıyorlar. Kadınlaşan erkekler ve erkekleşen kadınlar hızla artıyor.

Dikbaşlı, inat, ukala, hep kazanmaya odaklı, dediğim dedik, saldırgan, sert erkeksi kadınlar ve alıngan, kırılgan, korkak, küskün, sorumluluk almaktan korkan, kadınsı erkekler her geçen gün hızla artıyor.

Kadınlar, iyi ya da kötü bir konuda olsun değişim ve dönüşüme daha yatkındırlar. Erkekler ise, daha yavaştırlar değişim konusunda. Bu açıdan kadınların erkekleşmesi ile erkeklerin kadınlaşması aynı hızda gitmiyor. Kadınlar fıtri bozulmada daha ilerideler. Fakat kadınlar düzelmek isterse de toparlanıp tekrar kadın olmaları mümkün. Oysa bozulan, kadınlaşan bir erkeğin tekrar adam olması oldukça zordur.

Günümüzde kız çocukları ve erkek çocukları birbirinden farklı yetişmiyor. Oysa ikisi de yaratılış rollerine uygun yetişirse, ancak o zaman doğru davranış sergileyebilirler. Babaların çoğu erkek çocukları ile yeterince ilgilenmiyor. Anneler erkek çocuklarını bebek gibi yetiştiriyorlar.  Kız gibi demiyorum, çünkü günümüzde kızlar erkeklerden daha fazla sorumluluk almaya hevesliler, erkeleştikleri için. El bebek gül bebek yetişen, sorumluluk almadan büyüyen erkek çocuğu, evlendiğinde de rahatı bozulmasın, karısı da annesinin yüklendiği gibi sorumlulukları yüklensin istiyor. Bu da ailede ciddi sorunlara yol açıyor.

Kadın ve erkek ilişkilerinde temel denge kadının yumuşaklığı ve erkeğin sertliğidir.

Kadın vücudu yumuşak yaratılmış. Allah iç ve dışı birbiri ile uyumlu yaratmış. Kadın ruhen de şefkat ve teslimiyetle donanımlı yaratılmış. Erkek vücudu sert yaratılmış. Erkek de ruhen güç odaklı yaratılmış. İki tarafta kendinde olmayanı arzular. Bir erkek bir kadında en çok yumuşaklık ister. Bir kadında bir erkekte en çok güç olsun ister. Bu şekilde bir araya geldiklerinde denge sağlanır, iki tarafta ruhen tatmin olur.

İki tarafta kendinde olmayanı kendi bedenine yüklerse, yaratılış özelliklerini bozmuş olur ve karşı tarafın gözünde de çekiciliğini kaybeder. Erkek kendi gibi sert bir kadını uzun vadede çekici bulmaz ve onunla mutlu olamaz, kadın da kendi gibi yumuşak bir erkeğe saygı duymaz ve onunla mutlu olamaz.

Olayı tersinden anlamak isteyen bazıların zannettiği gibi kadının yumuşaklığı eziklik değildir; erkeğin sertliği de kabalık değildir. Kadının yumuşaklığı; sıcaklığı, sevecenliği, nezaketi, edası, sedası, davranışlarının kadınca olmasıdır.

Erkeğin sertliği korumacılığında, adaletli ve merhametli olmasındadır. Korumacı ve adaletli olması için erkeğin güç sahibi olması lazım. Erkek için güç öncelikle cesarettir, daha sonrasında işi gelir. Korumak, kazanmak, ailesinin ihtiyaçlarını gidermek, erkek için en temel fıtri davranışlardır. Erkeklerin kadın yaratılışına uygun işleri yapmaları, kadınların erkek yaratılışına uygun işleri yapmaları iki tarafı da mutlu etmez.

Gazetede ünlü bir erkeğin boşanma haberi vardı. Erkek: “Yemekleri hep ben yaptım.” demiş kadına iyi bir koca olduğunu anlatmak için. Kaç kadın evde bütün yemekleri yapan bir koca ister. Kadınlar, kocalarının mutfakta onlara yardım etmesini isterler; fakat bütün mutfağı ele geçirmesini istemezler. Mutfak kadınındır; ister az kullansın ister çok kullansın, erkek orada misafirliğe gelirse, arada yardım ederse, kadının hoşuna gider; fakat erkek mutfağa yerleşip kalırsa kadın rahatsız olur. Yemek yapmayı sevmeyen bir kadın bile dışarıda yemek yemeğe razıdır; fakat kendi içerde yatıp otururken mutfaktan çıkmayan bir kocaya tahammül edemez. Evde dengeler bozulur.

Erkekleri kadınlaştırarak toplumda düzen sağlanamaz. Düzen sağlamanın çok daha mantıklı ve vicdani yolları var.

Arkadaşım anlattı:

Kızı ile oğlu kavga etmişler. Kız ağabeyine vurmuş. Ağabey kıza elini kaldırmamış. Oğlu annesine “Biliyorum, vursam çok canı yanacaktı, tam elimi kaldıracaktım Peygambermizin,

“İçinizdeki güçlüler, zayıfları ezmesin.”

hadisi aklıma geldi ve vazgeçtim.” demiş.

Şiddeti önlemek için erkeğin elinden gücünü almak çözüm olamaz, çözüm erkeğe gücünü doğru bir şekilde kullanması öğretmek olmalıdır. Kadına da terbiyeli olmayı öğretmek gerekir tabii ki, gücü kışkırtmasın.

Merhametsiz yetişmiş bazı erkeklerin, güç sahibi olunca kadınlara şiddet uygulaması baz alınarak, kadınları korumak ve mutlu etmek adına bütün erkeklerin güçlerinin kanun yolu ile alınması kadınları asla mutlu etmeyecektir. Normal olan hiç bir kadın korkak ve mıy mıy bir adamla mutlu olamaz. Çünkü kadın ne kadar “ben güçlüyüm” de dese, fıtratındaki onu koruyacağına inandığı cesur bir erkeğe bağlanma arzularını bastıramaz.

Yaratılıştan bize verilen özellikler yok edilemez, sadece bastırabiliriz ve yokmuş gibi davranabiliriz; fakat fıtrat bizi rahat bırakmaz, ortaya çıkmak ister. Sadece “mış” gibi davranırız.

Erkekmiş gibi davranan kadınlar ve kadınmış gibi davranan erkekler hiçbir zaman mutlu olamazlar.

admin

Soru ve görüşleiriniz için İrtibat: fikiratlasi1@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.