Bunları Evimizde Yapıyor muyuz ?
Evlilik tek varlık olmak gibidir. Eşlerin birbirleriyle aynileşmesidir. Bu ifadeyi ortak hedeflerin gerçekleşmesi bağlamında ifade ediyoruz. Hayata karşı benzeri hedefleri olan çiftleri bir araya getiren nikâh, aynı zamanda gerçek sevginin kaynağıdır. Hz. Peygamber bu hakikati bizlere şu buyruğu ile öğretmiştir: “Birbirlerini seven iki kimse için nikâhın benzeri bir şey görülmemiştir.”[1] Bu sevginin bir tezahürü olarak kendisi de; Hz. Hatice ile evlendirdiği için Allah Teâlâ’ya şükretmiş ve “Ben ona âşıktım.”[2] diyerek sevgisinin farklılığını dile getirmiştir. Birçok siyasi ve sosyal nedenlerden ötürü çok evlilik yapan Resulullah’ın diğer eşleri de, Hz. Peygamber’in en çok kendilerini sevdiği anlayışına varmışlardır. Onların böyle bir anlayışa varmalarının sebebi, Peygamberimiz’in eşlerine karşı sevgi dilini cömertçe ve adaletli şekilde kullanmasından kaynaklanmaktadır. Hz. Peygamber (sav), eşlerinin her birine karşı bu sevgi dilini kullanırken, tek eşine bile sevgi dilini kullanamayan, gözlerinin içine bakarak “Seni seviyorum.” diyemeyen çiftlerin hâline acınmalıdır. Sevginin söylenemediği ortamlardaki aileler ve çocuklar arızalı olurlar. İnsan, geleceğinin hatırı için bari sevdiğini eşine söyleyebilmelidir. Mutluluğu besleyen en önemli etken sevgidir. Sevgi itiraf edildikçe çoğalır ve eşlerin gönüllerinde kökleşir.
Evine geldiği andan itibaren eşlerinin gönüllerini yapmaya odaklanan Hz. Peygamber (sav), onlarla latife yapar ve mutlulukları için gayret gösterirdi. Devlete ait işleri evine taşımaz ve eşlerinin hukukunu gözetirdi. Yemeğini onlarla baş başa yemeyi tercih ederdi. Onlar hayız oldukları vakit davranışlarını değiştirmez; onlara daha şefkatli davranarak morallerini takviye ederdi. Hz. Ayşe, “Ben doğal hastalığıma yakalandığım zaman su içtiğim bardağı, et yediğimde etin bir parçasını Resulullah’a verirdim. O, su veya eti benim dudaklarımın geldiği yerden içmeyi ve yemeyi tercih ederdi.”[3] “Kişi, hanımına su getirip içirecek olsa, bundan dolayı sevap yazılır.”[4]buyuran Resulullah, “Eşlerinize ellerinizle yedirdiğiniz lokmalar sebebiyle ödüllendirileceksiniz.”[5] teşvikini yapmıştır. Eşinin ağzına verdiği lokmayı ibadet sayan İslâm’dan başka bir din veya dünya görüşü var mıdır? Kesinlikle olmadığına kaaniyiz. Peygamber Efendimiz, kadınlardan gençliklerinde istifade edip yaşlandıklarında onları boşamayı hoş karşılamamıştır. Böyle çirkin bir davranışta bulunanları şiddetle kınamıştır.[6] Çünkü böyle bir davranışta hukuksuzluk, zulüm ve kadını metalaştırmak vardır. Adalet ve insaf sınırlarını hiçe sayarak zulme varan bu davranış bozukluğunu Peygamber Efendimiz hiçbir zaman onaylamamıştır.
[1] İbni Mace, Nikâh, H. no: 1847, I / 593.[2] Hakim, Müstedrek, III / 201.[3] Ebu Davud, I, Taharet, 103, H. no: 259, I / 178; İbni Mace, 125, H. no: 643, I / 211.[4] Ahmed, Müsned, IV / 126.[5] Buhari, II, İman, 41, I / 20.[6] Abdürrezzak, Musannef, H. no: 10391, VI / 173.
MEHMET SÜRMELİ