BÖYLE KAL
Sen hep böyle masum kal çocuk!
Hiç çıkmasın dişlerin, dişlemelerin.
Gözlerin hep böyle mutlu ve umutlu baksın hayata.
Boncuk boncuk dökülen yaşların sadece kendi açlığına olmasın.
Ağlatmasın seni karşı komşunun tokluğu.
Öfken, kinin, nefretin hep ulaşamadığın oyuncaklara olsun.
Gerçi sen de insansın ama sen hep böyle masum kal çocuk!
Ağzına giren lokman hep ana sütü olsun, mis koksun.
Anacığının karıştırdığı o karmakarışık mama lezzetsiz olsun ama doyursun, seni mutlu etsin.
Ağzından çıkanı kulağın duysun, yalancı emzik seni kandırmasın.
Uyutulmak için sallandığın ayak(!) sadece anacığının ayağı olsun.
Gerçi sen de insansın ama sen hep böyle masum kal çocuk!
Bilirim ki hatrlamazsın, ayak bastığın yer dedenin mezarı, unutmayasın.
Yürümek için tutunma bir yerlere, uzandığın kol (!) anacığının kolu olsun.
Ayakta kalmak için binme teyyareye, örümceğe… bidiğin binitin imanın olsun..
Bir süte, çikolataya kâni ol, dünyada senin olsun ahirette.
Gerçi sen de insansın ama sen hep böyle masum kal çocuk!
Söylediğin ilk ve son yalan içmeden döktüğün sütün olsun.
Oynadığın tek oyun saklambaç ama sen sakın saklanan olmayasın.
Yaptığın yaramazlıklar dünyayı gülmekten! yerinden oynatsın.
Tek oyuncağın bir araban kazasız belasız; senin hiç silahın olmasın.
Gerçi sen de insansın ama sen hep böyle masum kal çocuk!
Geçen dünyaya girmeden sormuştun ya İlk Tanıdığı’na.
“ Ya düşersem kim tutar elimden?” diye. O da “annen” dediydi ya.
Yok, buralar artık böyle değil çocuk.
Anacığın da habersiz dönen oyundan, dönme dolaptan.
Sen en iyisi ya hep böyle masum kal ya da gelme çocuk..!
[toggle title=”Yazar Hakkında” state=”open” ]Sakarya İlahiyat / Fatımanur Çolak [/toggle]