Bir Müslüman nasıl ‘Terörist’ ilan edilir işte Ahmet Dini’nin hikayesi
Ahmed Diini’ nin bu yaşadıkları, emperyal devletlerin gizli istihbarat servislerinin Müslüman, başarılı gençleri kullanmak için sergilediği senaryolardan biridir. Ahmed Diini’ nin vatandaşı olduğu Hollanda’ ya dönememesi için bazı Hollanda Dış İşleri yetkilileri de dahil olmak üzere üst düzey bir çaba harcanmaktadır. Bu işin en acı tarafı da Müslüman, temiz ve başarılı olan bu gencin yaşadıklarında Türkiye Cumhuriyeti devletinin de maşa olarak kullanılıyor olmasıdır
Ahmed Diini (26) Somali eski devlet başkanı Siad Barre’ nin torunudur. Siad Barre, Somali’ de darbe yaşanması ve ülkeden sürülmesi üzerine ailesi ile birlikte Hollanda’ ya yerleşmiştir. 1990 yılından itibaren Hollanda’ da yaşamaya başlamışlardır. Ahmed bu yüzden Hollanda vatandaşıdır. 17 yaşındayken eğitimi için İngiltere’ ye giden Ahmed, burada uçak mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. İngiltere gizli istihbarat servisi MI5, Ahmed’ in vasıflarından yararlanmak istemiş ve kendileri adına Somali’ de ajanlık faaliyetleri yapması teklifinde bulunmuşlardır. Ahmed bu teklifi kabul etmediğinde de MI5 yetkilileri Ahmed’ i hayatıyla tehdit etmişlerdir.
Ahmed, Alman vatandaşı olan eşi ile birlikte, 2008 yılında Arapça eğitimi almak için Mısır’ a gitmiş ve orada rahat ve huzurlu bir şekilde yaşamını sürdürmüştür. Ahmed, eşi ve çocuğu, Mısır’ da kaldığı süre boyunca devlet kontrolü altında olanbir lojmanda rahat ve huzurlu bir şekilde hayatını sürdürmüştür. Mısır Devlet Başkanı Muhammed Mursi’ nin devrilmesinin ardındanülkede yaşanan süreç, Ahmed ve ailesinin de hayatını değiştirmiştir.Eşi Laura ikinci çocuklarına hamile olduğundan ve doğum da çok yaklaştığından Ahmed, Hollanda’ ya kesin dönüş biletlerini almıştır.Yaklaşık 1 hafta sonra ailesi ile birlikte Hollanda’ ya dönecekken 19.08.2013 tarihinde Mısır yetkililerinin “önemli bir şey değil, emniyete kadar gidip geleceğiz” beyanları ile bahsedilen apartman dairesinden alınmış ve 7 ay boyunca Kahire’ deki Tora Hapishanesinde nedensiz ve hukuksuz bir biçimde alıkonmuştur. Burada çeşitli işkencelere tabi tutulmuştur. Neticede masum olması nedeni ile Mısır İç İşleri Bakanlığının kararı doğrultusunda 23.03.2014 tarihinde serbest bırakılmıştır.
Hollanda Konsolosluğunun Kahire yetkililerinden Hugo CORVER ve asistanı, Ahmed ile görüşmüş ve Hollanda’ ya direk uçuşun ancak ertesi gün olduğunu, hemen dönmek isterse Türkiye aktarmalı bir uçuş olduğunu söyleyerek Ahmed’ i ikna etmişlerdir. Ahmed, evine ve ailesine bir an önce kavuşmanın ve hiç göremediği yeni doğan çocuğuna sarılmanın umudu ile 23.03.2014 tarihli Türk Hava Yolları’ nın TK-695 sefer sayılı 21:25 uçağına özgür bir şekilde binmiştir. 00:05 sıralarında İstanbul’ a inmiştir. Uçak Türkiye’ ye indiğinde transit bölgede, Amsterdam’ a gidecek uçağa binmek için geçiş halindeyken Türk polisi yanına gelerek kendisini gözaltına almıştır. Ahmed Diini hakkında Amerika tarafından verilmiş kırmızı bültenle arama kaydı olduğu gerekçesiyle polisler Ahmed’ i aynı gün sabahı Bakırköy 18. Sulh Ceza Mahkemesi’ nde hakim karşısına çıkarmıştır. Mahkeme Amerika ile Türkiye arasındaki suçluların iadesine dair anlaşma gereğince Ahmed hakkında 60 günlük geçici tutuklama kararı vermiştir. Ahmed halen Maltepe Cezaevinde suçsuzluğunun tespit edilmesini ve ülkesi Hollanda’ ya gönderilmeyi beklemektedir.
Hollanda konsolosluğu yetkilileri Mısır’ da Ahmed’ i kandırmıştır. Ahmed o gün beklese, bindiği uçak yerine doğrudan Mısır’ dan Hollanda’ ya giden başka bir uçağa binse evine dönebilecekti. Hollanda Devleti, Ahmed Hollanda vatandaşı olduğu için Ahmed’ i Amerika’ ya kesinlikle iade edemeyecekti. Ahmed’ in yargılaması Hollanda’ da yapılmak zorundaydı. İşte bu nedenle Ahmed kandırıldı, Türkiye üzerinden aktarmalı olarak gitmesi sağlandı.
Ahmed aslında Türkiye’ ye giriş yapmamıştı, transit bölgede yani uluslararası alandaydı. Transit bölgenin konumu gereğince Türk polisinin Ahmed’ i gözaltına alma yetkisi yoktu. Zaten Emniyet Genel Müdürlüğü İnterpol Dairesi tarafından gönderilen emirde hakkındaki tahditler nedeniyle Ahmed Diini’ nin Türkiye’ ye giriş yapamayacağı bildiriliyordu. İşte bu yüzden polisler, Ahmed’ i zorla pasaport kontrol noktasına götürdü ve sanki Türkiye’ ye girerken pasaportunu ibraz etmiş ve hakkında ülkeye giriş yasağı varmış gibi işlem yaparak Ahmed’ i gözaltına aldılar. Dolayısıyla Ahmed’ in Türkiye’ de, polis tarafından alıkonulması da hukuka aykırı bir sürecin ardından gerçekleşmiştir.
Ahmed hakkında Amerika Devleti tarafından verilen kırmızı bülten kararı tamamen düzmece bilgilerle doludur. Kırmızı bülten kararının verildiği tarih 27 Ağustos 2013. Kararda Ahmed’ den kaçak olarak bahsediliyor. Halbuki Ahmed 19 Ağustos 2013’ ten beri Kahire Tora Hapishanesinde tutuklu bulunuyor. Öncesinde de resmi ikametgah adresinde, Mısır Devleti’ nin kontrolü altında olan bir lojmanda kalıyor. Dolayısıyla kaçak olduğu bilgisi tam anlamıyla yalan.
Kararda Ahmed’ in 1 Ocak 2007’ den itibaren Mısır’ da bulunduğu ve burada El-Şebab’ a destek verdiği yazmakta. Halbuki Ahmed 2006 yılı Eylül ayından 2008 yılı Haziran ayına kadar İngiltere’ de Birmingham Solihull Kolejinde uçak mühendisliği eğitimi almaktaydı ve bu süre zarfında hiç İngiltere dışına çıkmadı. Mısır’ a ilk olarak 30.01.2008 tarihinde eşi ile birlikte gitti.
Kırmızı bülten kararına dayanak Mahkeme kararının özetlendiği kısımda Ahmed’ in 2007 yılından itibaren Somali’ de El-Şebab örgütüne destek verdiği ve son olarak da 2 Amerikan vatandaşının Somali’ ye giderek El-Şebab’ a katılmasını sağladığı belirtilmiştir. Öncelikle bu 2 Amerikalı kimdir? 2007 yılında Birmingham’ da uçak mühendisliği öğrencisi olan Ahmed; bahse konu örgüte nasıl bir destek vermiştir? Karar içerisinde bu sorulara yönelik hiçbir cevap yer almamaktadır.
Kırmızı bülten kararında Ahmed’ in fotoğrafına ekleme yapılan sakal ve saç, birden çok sahte isim kullanıldığı ve diğer isnat edilmeye çalışılan vakıalar gerçekliğe aykırı olup siyasi amaçlarla iade talebi yapılmakta ve hile ile gerçeğe aykırı şekilde suçlu izlenimi oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Sonuç itibariyle, Ahmed Diini’ nin bu yaşadıkları, emperyal devletlerin gizli istihbarat servislerinin Müslüman, başarılı gençleri kullanmak için sergilediği senaryolardan biridir. Ahmed Diini’ nin vatandaşı olduğu Hollanda’ ya dönememesi için bazı Hollanda Dış İşleri yetkilileri de dahil olmak üzere üst düzey bir çaba harcanmaktadır. Bu işin en acı tarafı da Müslüman, temiz ve başarılı olan bu gencin yaşadıklarında Türkiye Cumhuriyeti devletinin de maşa olarak kullanılıyor olmasıdır. Olayın hiçbir yerinde bulunmayan Türkiye Devleti yetkilileri, üstelik transit alanda Ahmed’ i tutuklamak suretiyle uluslararası hukuk kurallarını da ihlal ederek bu gencin ve ailesinin yaşadığı mağduriyetlerin ve ıstırabın sorumluluğuna ortak olmuştur. Açıklandığı üzere hukuksuz ve emperyal siyasi amaçlarını uygulamak üzere, A.B.D.’ nin uluslararası terörizm şüphesi ile hukuksuz şekilde alıkoyduğu Müslümanların adil yargılanma hakkı ihlal edilerek Guantanamo gibi hapishanelerde yıllarca işkence ve insanlık dışı muameleye maruz bırakıldığı herkesçe bilinmektedir.
KAYNAK LİNKİ TIKLA