Bilimsel Kuran mucizecilerine biri dur demeli!
Nâziât 30. ayet dünyanın yuvarlak olduğunu söylüyor mu?
(Bir örnek olarak bkz., http://www.sorularlaislamiyet.com/soru/229958/suara-suresi-28-ayete-gore-kuran-dunyanin-duz-oldugunu-mu-soyluyor.html )
Dehâ fiilinin deve kuşuyla tek irtibatı aynı kökten gelen “udhiyy” sözcüğü sayesindedir. Arapça sözlüklerde aynı kökten gelen “udhiyy” kelimesinin “deve kuşunun yumurtasını yumurtladığı yer” anlamına geldiği belirtilir. Ancak bunun ne deve kuşunun yumurtasıyla ne de deve kuşunun yumurtasının yuvarlaklığıyla bir alakası vardır. İbn Faris’in belirttiği gibi, deve kuşunun yuvası yoktur ve deve kuşu yumurtlayacağı zaman yumurtasını koyacağı yeri ayaklarıyla düzler ve oraya yumurtlar. Deve kuşunun yumurtlamak için düzlediği-döşediği yere Araplar döşemek, düzlemek anlamına gelen d-h-v kökünden bir kelime kullanmışlar, udhıyy demişlerdir. Buna göre udhiyy kelimesi, deve kuşunun yumurtladığı yere, yumurtadan veya yumurtanın yuvarlaklığından ötürü değil, deve kuşunun yeri açmasından, düzlemesinden dolayı kullanılmıştır.
Binaenaleyh ilgili ayette geçen “dehâ” fiilinin Arap lügatında döşemek, düzlemek, açmak ve yaymak gibi anlamlara geldiğini belirtmekle beraber klasik Arap sözlüklerinde kelimenin deve kuşu yumurtası ve dolayısıyla yuvarlak ve elips gibi bir mana taşıdığı yönünde açık veya dolaylı bir bilgi bulunmadığını da ifade etmek zorundayım. Şu durumda Nâziât 30. ayeti dünyanın yuvarlak-elips oluşuyla ilişkilendiren yorumların ne tefsir geleneği açısından ne Arap lügatı açısından temellendirilebilir bir tarafı bulunmaktadır. Bu nevi Kuran’ın bilimsel mucizeleri iddialarının Kuran’ın inandırıcılığına katkı yapmak şöyle dursun, kısa süreli bir manevi coşkudan sonra hakikat ortaya çıktığında gereksiz bir iç yıkıma yol açabileceğini düşünüyorum. Bir iddianın müspet etkisi ne denli büyükse aksi durumdaki menfi tepki de o denli büyük olacaktır. Kuran inancını bilimsel teorilerle tesise kalkanlar iddialarının doğru çıkmaması durumunda Kuran inancının -haksız yere- yıkımına da yol açmış olurlar. Çünkü Kuran’ın bilimsel teorilerle müspet ilişkisi fikri zihinlere yerleşince bu gayr-ı ihtiyari bir geçerlilik kriterine dönüşebilir. Ve iddiaların geçersizliği ortaya çıktığında Kuran’a, onun bilimsel mucizeleri yönünde hiçbir fikir taşımadan inanan insanların kafasında da kuşkular oluşabilir. Kuran mucizesi iddiasında bulunanlar daha dikkatli olmalılar, hakkaniyet ve makuliyet sınırlarını zorlamamalılar.
Yazar: Talha Hakan Alp