Aile Yapısı Araştırması sonuçları
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2016 yılına ilişkin “Aile Yapısı Araştırması” sonuçlarını açıkladı.
TÜİK’in yayımladığı 2016 yılı Aile Yapısı Araştırmasına göre, hanelerin yüzde 86’sında 0-5 yaş aralığındaki çocukların gündüz bakımını anneler üstlendi. Gündüz bakım sorumluluğunu anneden sonra yüzde 7,4 ile en fazla anneanne veya babaanne aldı. Bakımın, kreşte veya anaokulunda sağlanma oranı yüzde 2,8, bakıcı tarafından yerine getirilme oranı yüzde 1,5 oldu.
Hanehalkları en fazla hafta sonu akşam yemeğinde bir araya geldi
Araştırma sonucunda hanehalklarının en fazla hafta sonunda ve akşam yemeğinde bir araya geldikleri görüldü. Hanehalklarının akşam yemeğinde bir araya gelme oranı hafta içi yüzde 78,2, hafta sonu ise yüzde 83,1 oldu.
Akşam yemeğinden sonra en fazla sabah kahvaltısında bir araya gelindi. Hafta içinde sabah kahvaltısında bir araya gelme oranı yüzde 43,4 iken, bu oran hafta sonu yüzde 72,3 olarak hesaplandı. Öğle yemeğinde bir araya gelen hanehalkı oranı ise hafta içi yüzde 26,8, hafta sonu yüzde 57,2 oldu.
İlk evliliklerin yüzde 37,5’i 20-24 yaş aralığında
Evlilik deneyimi yaşamış bireylerin araştırmada beyan ettikleri ilk evlenme yaşları incelendiğinde; ilk evliliklerin yüzde 37,5’i 20-24 yaş aralığında gerçekleştirildi. Bu yaş aralığından sonra ilk evlilikler en fazla yüzde 21,2 ile 25-29 yaş aralığında, yüzde 17,9 ile 18 yaşından önce yapıldı.
İlk evlilik yaşı cinsiyete göre incelendiğinde; kadınların ve erkeklerin ilk evliliklerini en fazla 20-24 yaş aralığında yaptığı görüldü. İlk evliliğini 20-24 yaş aralığında yapan kadınların oranı yüzde 34,3 iken, bu oran erkeklerde yüzde 41,3 oldu. Evliliğini 18 yaşından önce yapan kadınların oranı yüzde 28,2, erkeklerin oranı ise yüzde 5,6 olarak belirlendi.
İlk evliliklerin yüzde 59,9’u görücü usulü
Bireylerin eş seçimini nasıl yaptıkları incelendiğinde; ülke genelinde ilk evliliklerin yüzde 47,8’inin görücü usulü ve kendi rızası ile yüzde 12,1’inin ise görücü usulü ve kendi görüşü sorulmadan aile kararıyla gerçekleştiği görüldü. Eşini kendi kararı ve ailesinin rızası ile seçenlerin oranı yüzde 30,2, kendi kararı ve ailesinin rızası dışında evlenenlerin oranı yüzde 2,5, kaçma veya kaçırılma ile evlenenlerin oranı ise yüzde 7 oldu.
Görücü usulü ve kendi rızası ile evlenen kadınların ve erkeklerin oranı yüzde 47,8 iken görücü usulü ve kendi görüşü sorulmadan aile kararıyla evlenen kadınların oranı yüzde 14,8, erkeklerin oranı ise yüzde 9 olarak belirlendi. Eşini kendi kararı ve ailesinin rızası ile seçen kadınların oranı yüzde 27,1, erkeklerin oranı yüzde 33,8, kendi kararı ve ailesinin rızası dışında evlenen kadınların oranı yüzde 2,6, erkeklerin oranı ise yüzde 2,5 olarak kayıtlara geçti.
Bireylerin öğrenim durumu yükseldikçe kendi seçimi ile evlenenlerin oranının arttığı, görücü usulü ile evlenenlerin oranının ise azaldığı tespit edildi. Eşini kendi kararı ve ailesinin rızası ile seçen bir okul bitirmeyen bireylerin oranı yüzde 10,6 iken bu oran yüksekokul, fakülte, üniversite, yüksek lisans veya doktora mezunu bireyler için yüzde 67,1 oldu.
Araştırmaya göre bireylerin yüzde 97,1’i hem resmi hem de dini nikah yaptı. Sadece resmi nikah yapanların oranı yüzde 1,8, sadece dini nikah yapanların oranı ise yüzde 1,1 olarak hesaplandı.
En fazla boşanma nedeni yüzde 50,9 ile “sorumsuz ve ilgisiz davranma” oldu
Buna göre, evli bireylerin bazı belirlenmiş konularda eşleri ile sorun yaşayıp yaşamadıkları incelendiğinde, eşler arasında en fazla sorun yaşanan konu yüzde 5,9 ile evle ilgili sorumluluklar oldu. En fazla sorun yaşanan diğer konular sırasıyla yüzde 5,4 ile ailece birlikte vakit geçirmeme ve yüzde 5,3 ile sigara alışkanlığı olarak sıralandı.
Eşler arasında en az sorun yaşanan konular ise yüzde 1 ile eğlence alışkanlıkları, alkol alışkanlığı ve yüzde 1,1 ile arkadaşlar, görüşülen kişiler oldu.
En az bir kez boşanmış bireylerin boşanma nedenlerine bakıldığında Türkiye genelinde en fazla boşanma nedeni yüzde 50,9 ile “sorumsuz ve ilgisiz davranma” olarak belirlendi. Bunu, yüzde 30,2 ile “evin ekonomik olarak geçimini sağlayamama” ve yüzde 24,3 ile “eşlerin ailelerine karşı saygısız davranması” sorunu izledi.
Çocuklara en fazla verilen ceza yüzde 72,6 ile azarlama
Son bir yıl içerisinde anne ve babaların çocuklarına verdikleri en yaygın ceza türü yüzde 72,6 ile azarlama oldu. Bunu, yüzde 48,7 ile interneti yasaklama ve yüzde 40,8 ile televizyon izlemesine izin vermeme cezaları izledi. Anne ve babaların çocuklarına verdikleri cezalarda en düşük payı yüzde 8,9 ile odaya kapatma oldu. Bunu, yüzde 14,2 ile harçlığını kesme ve yüzde 14,3 ile arkadaşları ile görüştürmeme cezaları izledi.
Bireylerin şartları uygun olsa kaç çocuk sahibi olmayı istedikleri incelendiğinde, en fazla istenen ideal çocuk sayısının yüzde 32 ile 2 çocuk olduğu görüldü. Türkiye genelinde bireylerin yüzde 31,4’ü şartları uygun olduğunda 3 çocuk, yüzde 18’i 4 çocuk, yüzde 14,9’u 5 ve daha fazla çocuk, yüzde 3,4’ü tek çocuk isterken, yüzde 0,3’ü ise hiç çocuk istemediğini belirtti.
Kadınların en fazla istediği ideal çocuk sayısı yüzde 33,1 ile 2, erkeklerin en fazla istediği ideal çocuk sayısı ise yüzde 31,6 ile 3 oldu. Daha önce hiç evlenmemiş bireylerin şartları uygun olduğunda en fazla istedikleri ideal çocuk sayısı yüzde 46,7 ile 2 çocuk olarak belirlenirken, evli bireylerde yüzde 31,9 ile 3 çocuk, boşanmış bireylerde yüzde 44,2 ile 2 çocuk ve eşi ölmüş bireylerde yüzde 28,4 ile 3 çocuk olarak kayıtlara geçti.
Bireylerin yaşlılıktaki tercihi yüzde 37,6 ile çocuklarının yanında kalmak
Bireylerin kendilerine bakamayacak kadar yaşlandıklarında nasıl yaşamayı düşündükleri sorulduğunda, yüzde 37,6’sı yaşlandıklarında çocuklarının yanında kalmayı istediğini ifade etti. Diğer tercihler ise yüzde 29,4 ile evde bakım hizmeti almak ve yüzde 11’i ile huzurevine gitmek oldu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının da katkıda bulunduğu araştırma sonucunda, İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (İBBS) 1. Düzey ve İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere üç büyük il ayrıntısında tahmin verildi.
Kaynak: Anadolu Ajansı