Abdesti Bozan Şeyler
1,2- Ön ve arka yollardan çıkan her şeyle, ön ve arka yollardan başka vücudun her hangi bir yerinden çıkan pis şeyin, yaranın bulunduğu yerden akması abdesti bozar (İmam Şâfıî):
Bu hususda Allah (cc) şöyle buyurur:
“Yahut sizden biriniz ayak yolundan gelirse” [12]
Burada ayak yolu diye tercüme ettiğimiz (ğâit) kelimesi aslında abdest bozma yeri mânasında kullanılır. Yoksa, bununla def-i hacet mânası kastedilmez; ama bu âyette (ğâit) kelimesiyle, abdest bozma yeri olan heladaki def-i hacet kasdedilmiştir. Hela, o işin yapılışı esnasında insanlara bir örtü vazifesi görür. Şu halde bir kimse def-i hacette bulunmaksızın helaya girip çıkarsa, abdesti bozulmaz.
Peygamber (sas) buyurur ki:
“Vücuttan akan her kandan dolayı abdest almak gerekir.” Bir başka hadîs-i şerîfde de şöyle buyurur:
“Bir kimse namaz kılarken kusar veya burnu kanarsa; namazı bırakıp gitsin abdest alsın; konuşmadığı takdirde namazına kaldığı yerden devam etsin.”
Yine bir başka hadîsde; “Yedi şeyden ötürü abdest yeniden alınır.” buyurmuş ve böyle derken; ağız dolusu kusmayı, akan kanı, kahkahayı ve uykuyu bu yedi şey arasında saymıştır.
Ön ve arka yollardan başka, vücudun her hangi bir yerinden çıkan şeyin abdest bozucu olması için akması şarttır; zira her derinin altında rutubet ve kan vardır. Dışarıya çıkan şey ise, akmadıkça sadece görünmüş olur ama çıkmış sayılmaz. Fakat ön ve arka yollardan çıkan şeyin abdest bozucu oluşunda böyle bir şey aranmaz. Çünkü buralardan çıkan şey çıkar çıkmaz yer değiştirmiş ve dışarı çıkmış sayılır.
3- Ağız dolusu kusuntu (İmam Züfer):
Bu, dışarıya bırakılmaması çok zorlukla mümkün olabilen kusuntudur. Bir kimse, toplandığında ağız dolusu olacak kadar bir kusuntuyu azar azar kusarsa abdesti bozulur mu? Ebü Yûsuf bu durumda abdestin bozulması için kusuntu yerinin aynı olmasını şart koşmuştur. Zira bilindiği gibi o; tilâvet secdesinde ve diğer meselelerde olduğu gibi, dağınık şeyleri bir araya toplar ve aynı hükme tabi kılar. İmam Muhammed ise, bu durumda abdestin bozulması için ayrı kusuntuların aynı sebepden olması şartını koşmuştur ki, o da mide bulantısıdır. Zira mide bulantısı ayrı ayrı kusuntuların tek sebebidir. İmam Züfer`e göre ise, ön ve arka yollardan çıkan pislikler gibi, az miktardaki kusuntu abdesti bozar. Bunun cevabı önceki kısımda geçmişti. Ağız dolusu olsa bile, balgam kusuntusu abdesti bozmaz. İmam ebû Yûsuf dedi ki; eğer balgam karından çıkıyorsa, abdesti bozar. Çünkü karın necaset mahallidir. Böyle olunca da oradan gelen balgam safraya benzer. Biz balgamın temiz olduğunu söylüyoruz; çünkü Peygamber (sas) namazdayken ağzına gelen balgamı abasının ucuyla alırdı. Bundan dolayı, kafadan gelen balgamın abdesti bozmadığı hususunda icmâ vardır. Bu Dalgam kaygan nitelikte olduğundan içine necaset karışmaz. Çevresinde kalan necaset ise azdır; az olan şey ise, abdesti bozmaz. Ama safra böyle değildir; ona necaset karışır.
Kusuntu, kan ve irin ise; ağız dolusu olmasa bile, abdesti bozar (İmam Muhammed) : İmam Muhammed dedi ki; bu kusuntular ağız dolusu olmadıklarında tıpkı diğer karışımlar gibi abdesti bozmazlar. Biz deriz ki mide kanın mahalli değildir. İrin oraya bir yaradan veya çıbandan akar. Çıktığında da yerinden akmış olur ve abdesti bozar. Bir kimse ağız dolusu olmadıkça kan kussa bile abdesti bozulmaz. Çünkü bu kan mideden gelmektedir. Hasan, Ebü Hanîfe`den böyle rivayet etmiştir.
Kan tükrüğe karışıp da, yarısından fazla olursa, abdesti bozar: Çünkü burada hüküm, yandan fazla olan şeye göredir. Kan ve tükrük biribirine eşit miktarda olsa bile, ihtiyat gereği abdestin bozulduğuna hükmedilir. Ama tükrük kandan fazla olursa abdest bozulmaz. Çünkü az, çoğun içinde tükenir ve yok olur.
4- Yana uzanarak uyumak abdesti bozar:
Bu, yedi şeyden dolayı abdestin bozulduğunu bildiren hadîs-i şerîfde geçmişti. Aynı şekilde bir yere dayanarak ve bir şeye yaslanarak uyumak da abdesti bozar: Çünkü mâna bakımından bu da yana uzanarak uyumak gibidir.Bir hadîs-i şerîfde Peygamber (sas) şöyle buyurur:
“Göz makat ağzına bağlıdır; göz uyuyunca bağ çözülür.”
5- Bayılmak ve delirmek abdesti bozar:
Çünkü bayılmak ve delirmek, uykuya göre aklı daha fazla izale eder. Zira uyumakta olan kişi uyanınca kendine gelir; ama baygın ve deli, asla! Namaz kılarken kıyamda (İmam Şâfıî) rükûda (İmam Şâfıî) secdede (îmam Şâfıî) tahiyyatta (İmam Şâfıî) uyumak abdesti bozmaz: Zira Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:
“Kıyamda veya rükûda veya secdede veya otururken uyuyan kimsenin abdest alması gerekmez. Ancak, yana uzanarak uyuyan kimsenin abdest alması gerekir.”
Kadına dokunmak abdesti bozmaz:
Zira bu hususda Hz. Âişe (ra) şöyle bir rivayette bulunmuştur: “Peygamber (sas) eşlerinden birini öptü. Sonra abdest almadan kalkıp namaz kıldı.”
Bununla ilgili âyeti kerîme üzerinde biribirine zıt tevillere gidilmiştir: Meselâ İbn Abbas (ra) der ki; âyette geçen “kadına dokunmak” sözüyle cinsî münasebet kastedilmiştir. Şu halde kadına el sürmekle abdest bozulmaz. Bu hüküm Peygamber (sas) in uygulamasıyla kesinlik kazanmıştır.
Keza, erkeklik organına el sürmek de (İmam Şâfıî) abdesti bozmaz: Zira Peygamber (sas) “erkeklik organına el sürmekle abdest alınması gerekir mi?” diye soran Talk b. Ali`ye şu cevabı vermiştir;
“Hayır, gerekmez. O organ senin bir parça etinden başka bir şey midir ki?” Böyle demekle, adamın abdest alması gerekmediğini bildirmiş ve bu hükmün sebebine de dikkat çekmiştir.
“Her kim erkeklik organına el sürerse, abdest alsın” mealindeki rivayeti Yahya b. Maîn ve diğer hadîs imamları ta`n etmişlerdir.
6- Namazda kahkaha ile gülmek abdesti bozar (îmam Şâfıî):
Bununla ilgili olarak `yedi şeyden ötürü abdestin yeniden alınması`yla ilgili hadîs nakledilmişti. Yine bir başka hadîs-i şerîfde şöyle buyurulmuştur:
“Dikkat edin! Sizden kahkahayla gülen biri abdesti de namazı da yenilesin.” Bu kıyasa muhalif olarak vârid olduğu için, kâmil namazlara mahsus bir hükümdür. Öyle ki; bir kimse cenaze namazında tilâvet secdesinde gülerse, abdesti bozulmaz. Kahkaha; yanındakinin duyacağı kadar gülmektir. Bu hem namazı, hem de abdesti bozar. Bir insanın sadece kendisinin duyabileceği kadar gülmesine `dıhk` denilir. Bu ise sadece namazı bozar. Tebessüme gelince; onu ne sahibi duyar, ne de başkası. Bunun bir hükmü yoktur.
Bir kimse abdestinin bozulduğu hususunda şüphe ederse; bu onun ilk şüphesi ise, yeniden abdest alır. Çünkü o hadesin meydana gelişini yakînen biliyor; ama hadesin giderildiğinden şüphe ediyor. Ama çok defalar şüpheleniyorsa, abdesti yenilemez. Zira bunda sıkıntı vardır. Abdestinin bozulduğunu kesin olarak bilir, ama ondan sonra abdest alıp almadığından şüphe ederse veya bunun tersi olursa, kesin olarak bildiğine göre hareket eder. [13]
[divider]
[12] Bu hadisi Tirmizi, Nesei ve Sahih’inde İbn. Hibban rivayet etmiştir.Sahih hadistir.
[13] Bu hadisi Taberani El- Kebir’de rivayet etmiştir.
Kaynak: El-İhtiyar, İmam Mavsili