Ailede Din Eğitiminin Önemi
Kadınlar ve erkekler ciddi bir din eğitimi almalıdır. İman konuları başta olmak üzere çiftlerin dinde derinleşmeleri aile saadetleri ve nesillerinin emniyeti için zorunludur. Peygamber Efendimiz de din öğrenimi ve öğretiminin önemi ile ilgili şöyle buyurmuştur: “Bu din çok sağlamdır. Siz, rıfk ile dinde derinleşiniz…”[1] Karı-koca dinde derinleşmek için başta ilmihal olmak üzere, siyer, tefsir, hadis, fıkıh, akaid ve ahlak konularında yeterince malumata sahip olmalıdırlar. Yakın tarih, siyaset ve iktisadi mevzularda da bilgilenmelidirler. Bazı durumlarda taraflardan birisi daha iyi eğitim alarak dengeyi bozmaktadır. Doğru olan eğitimin çift taraflı olmasıdır. Kadın da erkek de İslâm’ı iyi öğrenmeli; çiftlerden birisi derinleşirken diğeri cahil kalmamalıdır. Dini eğitimin kalitesi aileye huzur ve ömür getirir. Burada şu hususu açıklamakta yarar görüyoruz. Herkesin yaptığı işle ilgili dini hükümleri bilmesi farz-ı ayındır. Bu hükme göre eşlerin, evlenmeden önce evlilik hukukunu öğrenmeleri farzdır. Şayet tarafların hepsi bu hukuku işin başında öğrenecek olsaydı, bugün aile yapımız daha iyi ve sağlam olurdu. Boşanmalar artmazdı. Konuyla ilgili evli çiftlere; “Evlenmeden önce veya nişanlılık döneminde evlilik hukukunun insana getirdiği yükümlülükleri öğrendiniz mi?” sorusunu yönelttiğimizde aldığımız tüm cevaplar neredeyse olumsuzdur. Bu konu o kadar önemli ki insanlar bazı durumlarda eşlerini boşasa bile cehaletten dolayı ne hanım, ne de erkek durumun vahametini bilmemektedirler.
Kur’an-ı Kerim’i öğrenme, anlama ve yaşama konusunda sahabeyi eğiten Rasulullah, şu iki hususu prensip edinmiş ve bize de eğitim konusunda sünnet bırakmıştır.
a-Komşu kabilelerden gelen kişiler on günden altmış güne kadar Hz. Peygamber’in yanında / Medine’de kalır, İslâm’ın esaslarını öğrendikten sonra kabilelerine döner ve onlara da bildiklerini öğretirlerdi.
b-Resulullah(sav), Medine’ye yerleşenlere daimî dersler vermek suretiyle iman ve ahlak esaslarını kadın, erkek herkese öğretirdi.[2] Her an eğitim ve öğretimin içinde olan Peygamber Efendimiz, onların dini konularda derinleşmesi ve anlamadıkları konuların kalmaması için sahabesine özel bir gün bile tayin etmişti.[3] Resulullah’ın mesciddeki dersleri herkese açık olmakla beraber eşleri de hanım sahabeye adeta özel öğretmenlik yapıyorlardı. Peygamberimiz’in yaptığı bu uygulamayı ihya eder ve insanımızı eğitecek olursak, sonuçta artan insan kalitesi ailelerin mutluluğuna da olumlu şekilde yansıyacaktır.
Hz. Muhammed, kadın sahabilerinin eğitim ve öğretimiyle de yakından ilgilenmiştir. Onları erkeklerden ayırmamıştır. Eğitimi bütünlük çerçevesinde düşünürsek, çocukların ve erkeklerin eğitiminin kadınlarla, kadınların eğitiminin erkeklerle ilgisi vardır. Çünkü eğitim ve öğretim faaliyetinin sonucunda ortaya çıkan olumlu davranışlar mutlaka tarafları etkiler. Bu açıdan, toplumsal eğitimde etkileşimin olumlu yönde tamamlanması için Rasulullah kadınların eğitim ve öğretimini de ihmal etmemiştir. Eğitim ve öğretimi bir bütün olarak ele almış ve uygulamalarını ona göre yapmıştır.Hz. Muhammed, kendisine gelen vahiyleri erkeklere okuyup tebliğ ettiği gibi kadınlara da okumuştur.[4] Kendisiyle beraber hanımları da bu çalışmalarda vazife almışlardır. Annelerimizin herbirisi ayrı ayrı görevler ifa etmiştir. Özellikle eşi Hz. Ayşe, hukuk alanında üstün bir bilgiye sahip olmuştur. En âlim erkek hukukçular tarafından bile, hukukî bilgisinden istifade edilmek üzere devamlı ziyaret edilip istişarî müteâlâlarına müracaat olunmuştur.[5] Rivayet tenkidinde mükemmel bir yer edinmiştir.[6] Kur’an-ı Kerim’de bizzat Hz. Peygamber’in eşlerine, öğretimle meşgul olmaları için getirilmiş mecburiyetler vardır. Şu ayet bu konuya işaret etmektedir: “وَاذْكُرْنَ مَا يُتْلَى فِي بُيُوتِكُنَّ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ وَالْحِكْمَةِ إِنَّ اللَّهَ كَانَ لَطِيفًا خَبِيرًا” “Evlerinizde (gece gündüz) okunmakta olan Allah’ın ayetlerini ve (bu ayetlerin canlı ve mükemmel bir örneği olan Peygamberin) hikmet dolu öğüt ve tavsiyelerini düşünün. Şüphesiz Allah, sonsuz lütuf ve merhamet sahibidir, her şeyden hakkıyla haberdardır.”[7] “Evinde ayet okunan” Peygamber eşlerinin Kur’an öğretiminde ilk sırayı almaları, eğitimin içten dışa doğru olması gereken bir faaliyet olduğunu bizlere göstermektedir. Ayetten çıkarılacak sonuç; herkesin kendi evinde Kur’an ve Kur’an ilimleriyle uğraşmasının dinî bir emir olduğunu anlamaktır. Ayetin “Allah’ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayıp zikrediniz.” kısmının verdiği mesaj ise; bilgiyi zihne ve eve hapis etmemektir; zikretmek / başkalarına da hatırlatmaktır. Sözlü ve ameli biçimde vahiy bilgisini insanlarla bir usül dâhilinde paylaşmak zikirdir. Bu vazife hakkıyla yapılırsa aileler kurtulur. Zaten aile kurtulursa bir milletin tarihte varlığını devam ettirebilmesi garanti altına alınmış olur.
[1] Beyhaki, Sünen-i Kübra, Salat, 638, H. no: 4744, III / 28.[2] Şiblî, Asr-ı Saadet, I / 462.[3] İbni İshak, Sîret, s. 128.[4] Age., s. 128.[5] Hamidullah, İslâm Peygamberi, II / 773.[6] Bak: Burhaneddin Zerkeşî, Hz. Aişe’nin Sahâbeye Yönelttiği Eleştiriler, trc. Bünyamin Erul, Kitabiyat Yayınları, Ankara 2002, 2. baskı.[7] Ahzab 33 / 34.
MEHMET SÜRMELİ