Erkekler Kadınlardan Korkuyorlar!
“İçinden kadın sesi yükselen ( bağıran) eve şenlik kapıları kapanır.” (Sadi Şirazi)
ERKEKLİĞİN ÖLDÜRÜLMESİ (“Huzur Bulalım Diye” kitabından)
Kadınlar erkeği korkuturken, erkekliği öldürdüklerinin farkında olmuyorlar. Anneler oğullarının, kadınlar kocalarının erkekliklerini öğütüyorlar.Peki erkekler, kadınların neyinden korkuyorlar?
Çenesinden: Bir kadın çenesi makineli tüfekten daha hızlı ve tehlikeli olabilir! Öldürmese de ağır yaralar. Öldürmese de ölsem de kurtulsam duygusu yaşatabilir. Bu yüzden erkek kadını susturmak için içinden gelmese de kadının isteklerini yapar. Hele ailesinden edindiği tecrübe “Haklı da olsan bir kadına hayır demek, hiçbir şey kazandırmaz, boş yere yorulursun, en sonunda yine kadının dediği olur.” şeklinde ise zaten hiç uğraşmaz.
Küsmesinden: Kadınlar istedikleri olmadığı zaman küserek erkeği cezalandırma yöntemini çok kullanırlar. Kadın küstüğünde evin bütün düzeni alt üst olur. Çocuklarla ilgilenmez, yemek yapmaz… Sadece kadın normalde çok konuşan, dırdır eder biriyse erkek onun küsmesinden korkmaz; tam aksi, biraz kafamı dinlerim diye memnun olabilir.
Soğukluğundan: Bazı kadınlar küserek ilişkiyi tamamen kesmezler fakat surat asarlar, çok soğuk davranırlar. Kadın her zaman yaptığı bütün işlerini yapar, gerektiğinde konuşur fakat kocasının gözüne bakmadan arada mesafe koyduğunu çok belli eden buz gibi bir ifade ile davranır. Erkeklerin en ağırına giden davranış budur, zira çocukken anneleri de onları bu tavırla terbiye etmeye çalışmıştır. Zira yapılan bir araştırma sonucu da bunu söylüyor. Karısı yüzünü astığında erkeğin aklına ilk kendi annesi geliyormuş. O zaman erkek kendini “cezalandırılan küçük bir çocuk” gibi hissediyor.
Cazgırlığından: Tartışmada üstünlük sağlamak ve haklı çıkmak için ipe-sapa gelmez saçma sapan konuşan, eşini çıldırtmak için onun en hassas olduğu konularda inadına damarına basan, tartışmaları başkalarının duymasından rahatsız olmayıp tam aksi, komşuları ve ailesini ortak edip kocasını utandıran kadınlardan erkekler doğal olarak korkar. Bu yüzden de onu kızdırmamaya çalışırlar. Karısının cazgırlığından korkup, kendi ailesi ile irtibatını kesen ya da en aza indiren erkek sayısı bu devirde maalesef ki çok fazla.
Kırılmasından: İktidarı kadına bırakan erkeklerin temel avuntusudur bu. “Karım kırılıp üzülmesin, onun istedikleri olsun.” diyen erkekler aslında karısını falan düşündüğünden değil, tamamen kendini düşündüğünden karısının isteklerini yapmaya çalışır. Erkek karısının kırılmasından değil, şer çıkarmasından korkar. Biliyor ki karısı kırılıp üzüldüğünde, bu ona çok pahalıya patlayacak. İstediği olmadığında karısı ya günlerce ağlayıp surat asacak ya da bağırıp çağırıp şer çıkacak. İki durumda da erkeğin karısının gönlünü alması için uğraşması gerekecek. Yoksa evde hayat zindan olur.
Hastalanmasından: Bazı kadınlar istedikleri olmadığında sızlanır, ağlar, başı ağrır, migreni tutar, fıtığı ağrır, hastalanır, bayılır… Mevcut pek çok hastalığının sebebini kocaya bağlarlar. Erkeğin bütün enerjisini sömürürler. Bu yüzden de bu durumlara sebebiyet vermemek için bazı erkekler karısından çekinir ve isteklerini yapmaya çalışır.
Çocuklarının gözünde değer kaybetmekten: Çocuklar için baba güvendir, sırtını dayayacak dağdır. Çocuklar ezilen bir baba görmekten çok rahatsız olurlar. Babaya hem acırlar hem de kendini ezdirdiği için kızgınlık duyarlar. Bu yüzden fırsat bulduklarında onlar da kötü davranırlar. Erkekler mümkün olduğu kadar çocuklarının önünde azarlanmak ve kötü söz duymamak için ne kadar istemeseler de hanımlarının isteklerini yapmaya gayret gösterirler.
Erkekler, çocukların hatırına yuvamız yıkılmasın diye azarlanmaya, hakarete razı olurken çocuklarına ne kadar kötü örnek olduklarının farkında değiller. Çocuklar babayı güçlü görmek isterler. Onlar için zillete razı olan baba aslında onlara en büyük kötülüğü yapar. Çocukların güven duygusunu zedelenir. Erkeğin evde otoritesi olmadığında en büyük zararı çocuklar görür.
Başkalarının gözünde itibarının zedelenmesinden: Erkeklerin en korktuğu şeylerden birisi de karısının onu başkalarının yanında utandırmasıdır. Özellikle kendi ailesi yanında… Erkek evinde reis olmasa da reis bilinmek ister, saygı görmese de görüyormuş gibi, karısı tarafından adam yerine konuyormuş gibi bilinsin ister. Bu yüzden de aile problemlerini danışacak bir uzmana gittiklerinde bile yaşadıklarını anlatmaktan çekinen, hatta boşanma dilekçesine bile yaşadıkları problemlerin detayını yazmak istemeyen erkek sayısı çoktur.
Yatakta cezalandırılmaktan: Cinsellik kadınların elinde erkeğe karşı en büyük kozdur. Kadınların pek çoğu da bu kozu canları sıkıldığı zaman kullanıyorlar.
Boşanmaktan: Erkekler zannedilenin aksine kadınlardan daha çok korkarlar boşanmaktan. Zaten boşanma davalarının büyük çoğunluğunu kadınların açması da durumu açık açık ortaya koyuyor. Ki boşanma sonrası erkeğin hayatı kadına göre daha kolay görünmesine rağmen… Bunun da birkaç ana sebebi var. Erkekler çocukları varsa onları bir aile düzeni içinde büyütmek isterler. Çocuklarını babasız bırakmak istemezler, zira çocuklar çoğunlukla anneye veriliyor.
Boşanmak erkekler için bir başarısızlık olarak görülür. Evliliği yürütememiş olmak erkeğe ağır gelir. Sahiplenme duygusundan dolayı karısını terk etmiş gibi hissetmek de ona ağır gelir. Ayrıca erkekler alıştıkları düzenin bozulmasını da istemezler. Kadınlar gibi hayalci olmadıkları için karısından çok daha iyi kadın bulma ihtimalini de düşünerek hareket eder. Zira boşanan pek çok kadın beyaz atlı prens çocukları ile birlikte onu kabul etmek için bekliyor zannettikleri için boşanmaktan korkmuyor. Bir de boşanma sonrası kanunlar sebebi ile erkeğin üzerine binen yükler de erkekleri korkutuyor.
Velhasıl bunların biri ya da birkaçı olabilir. Bunlar genel sebepler… Bazen özel sebepler de olabilir. Mesela karısı akrabasıdır ve erkeğin ailesi gelinin tarafında olup oğullarının ayrılmasına karşıdır, bu yüzden erkek karısının zulmüne katlanır.
Erkeğin kadına itaati de evliliğin devamı için garanti değil. Bu durumda daha çok kadınlar boşanmak istiyor. Çünkü kadın, saygı duymadığı adamla yaşamak istemiyor; kadının gözünde evliliğin heyecanı ve cinsî hayatın çekiciliği de kalmıyor.
Sebep her ne olursa olsun erkek önce korkuları ile yüzleşmeli. Ve şunu bilmeli ki yaşadığı bütün sıkıntıların sebebi aslında bu kaçtığı ya da görmezden geldiği korkuları.
Erkekler korktuğunda kadınlar acımasızlaşır. Çünkü kadınlar erkeği güçlü görmek ister. Erkek bu korkuları ile baş etmeli ve korkuları yüzünden kadın boyunduruğuna girmemeli. Evliliği düzeltmek için elinden gelen gayreti göstermeli, düzeltemiyorsa ayrılmalıdır.
Yazar: Sema MARAŞLI