KALP LEVH-İ MAHFUZDUR
Kalp, kulda Allahu Zülcelalin nazar ettiği yerdir. Onun dışında bir şeye nazar etmez. Kalp, melekût âleminin, İlahi âlemin hazinesidir. Kalp, islâm yeridir, iman yeridir, ihlâs yeridir. Allah’tan korkma yeridir. Zühd yeridir. Kalp, Hakk’ı tanıma, amel etme yeridir. Kalp, hükümdardır; sır yeridir; diğerleri onun askerleridir.
Kalp, gaflet toprağı ile gölgelenir ve kararır. Aydınlığı ise tefekkürdür. Zikrin nurudur. Sandığı da sabırdır. Kalp, sadıkların sıddıkıyyet makamıdır. Bu makam Peygamberimize (s.a.v) merdiven dayamaktır. Hakk’ın sırlarının yeridir. Sahili olmayan denizdir. Kalp, gayb âleminde (melekût, ceberût) mürşid-i kâmilin ruhu ordadır. Ruhun arşıdır. Kalp, tecelli aynasıdır. Tecelli, Allah’tan gelen bir nurdur; o geldiği zaman vücudu görmezsiniz.
Kalp, keşif nuru yeridir. Bilim adamlarının bir mikrobu keşfetmesi gibi. ‘Ben onun gören gözü, işiten kulağı olurum’ sırrıyla Onunla Rabbini tanır ve onunla Rabbini sever. Kalp, murakabe, ‘Rabbimizin bizi gözetlediğini bilme’ yeridir. Suyu görüyoruz, Ama suda göze, 10 latife var. Gayb âleminde gözler suyun içindeki ‘sırrı’ görür. Vücuda nasıl hayat verdiğini görür.
Kalp, gayb âleminin kabıdır. Beytü’l ma’mûrdur. Kalp, arştır, levh-i mahfûzdur. Kalp, insanın kemâle ermesine vasıta olan bir cihazdır.
Kalbin İlahi âleme yükselmesi üç sebepledir:
1. Hakk’ın emirlerine uygun hareket
2. Muhalefetin olmaması
3. Devamlı aşk-ı İlahi’nin çoğalması
Kalbin İlahi âleme açılması. Perdelerin açılması:
1. Allahımıza tevekkül (İbrahim’in (a.s.) hâli)
2. Sıdk. Kalbin evetlemediğini dil ile söylemek münafıklık alametidir.
3. Yakîn. Yaşantının düzgün olması ile olur.
Kalbin geri kalmasının sebepleri:
1. Ucub: Kendini beğenmek. Lokman suresi 2. sayfanın sonu (Allah, büyüklük taslayanları sevmez/ innallahe lâ yühibbu külle muhtâlin fehûr 31/18) Kimseyi hafife almamak. Bu, Allahımızın hiç sevmediği şeydir.Kişiyi evliyalık yolundan alıkoyar.
2. Riya
3. Hırs: Doymama arzusu. “Eski elbise giymek imandandır”
4. İbadet ve taatinden zevk almamak: zevâlü’libadetü’l- taat.
5. Ma’siyetin ıztırabını duymamak:
Hadis-i şeriftir. Ev döşeme arzusu, dünya malına düşkünlük v.s. aşkı, muhabbeti alır götürür. Rabiatül-Adaviyye, Hasan-ı Basri Hazreterine bir hediye göndermek istiyor. Hizmetçisi: Kırmızı, sarı ne olsun, deyince “Kızım, parayı geri ver; daha almadan dört fazla kelam ettin” buyuruyor. Es’ad Erbili Hazretleri buyurur ki “Bir insan üstadına ‘niye’ dese, dünyası da ahireti de kararır. Kardeşlerin arasını bir tumamak, en kötü ahlaktır.
Sami Efendimiz’e ‘Adana’da sohbetin daha tesirli olurdu’ diyorlar. ‘Burada masiyet çok, kalpleri yumuşatamıyoruz’ buyuruyorlar. Haramı helâli bilmeyen, insanlar arasında ayrım yapan kişinin kalp letaifi çalışmaz.
Büyükler der ki:
Dünya ehlinin kalbi tama’ın evidir. Abidlerin kalbi, zikrin evidir. Dünya muhabbeti olmayan zahidlerin kalbi, tevekkülün evidir. Aşıkların kalbi, O’na dostluk, muhabbet, aşkla doludur. Ariflerin kalbi, muhabbet evidir. Velinin kalbi, marifet evidir. Eş-Şeyh Ahmed bin Acîbe der ki: Kalbin hayatiyetinin şartı: Dünyada zühd etmek. Zikir ile uğraşmak. Allah dostlarıyla konuşmak, sohbetinde bulunmaktır.
[toggle title=”Yazar Hakkında” state=”open” ]İLAHİYATÇI YAZAR Ali Ramazan DİNÇ Hocaefendi[/toggle]