GIDA
Her şeyin bir gıdası vardır. Yerin gıdası su, bitkilerin gıdası su, hava, güneş ve topraktır. Hayvanların ve insanların gıdası da, yerin bitirdikleridir. Topraktan çıkan mahsulle büyüyen vücûd fânîdir. Bâkî olan hayatta mesud kılacak olan gıda rûhâni ve mânevîdir. Maddî gıdanın gâyesi rûhâni gıdayı misafir etmektir. Bedenden gâye rûhâni âlemi tenvir, hayâta kavuşturmaktır.
Yaratılış gâyemiz olan emânete vefâ, Hak Teâlâ adına, O’nun hükümlerini hâkim kılma ve ilâhî isimlerin tecellisine, sırlarına, nûrlarına erişmektir. Bu sebeple Allâh’ın hadîsi kudsîde, “Allâhu Teâlâ sizin sûretlerinize ve mallarınıza bakmaz. Kalplerinize ve amellerinize nazar eder.” İnsanı hayvandan ayıran özellik, “İnsanları ve cinleri zâtıma kulluk etsin, Beni tanısın diye yarattım.” Âyet-i Celîle’ sindeki mânâdır. Kin, kibir, hasetlik, hayvânî duygular gönlün gıdası olamaz.
Beynin gıdası tefekkür, Cenâb-ı Hakk’ın varlığını ispât eden kâinat kitabını ve Kur’ân-ı Azîmüşşan’ı iyi okuyup üzerinde derin derin düşünmektir.
Kalbin gıdası sahih itikad, Peygamberimiz’in (sav) Ashâb-ı Kiram’ın ve gerçek âlimlerin görüşüne uygun inançtır. Allâhu Teâlâ’nın isimlerine, sıfatlarına, fiillerine, meleklerine ve Zâtına kavuşmaya inanmaktır, Aleyhissalâtü Vesselâm’ın getirdiklerine nasıl inanmamızı emretmişse o şekilde inanmaktır. Kalbin gıdası huzur, tevâzu, sevdiklerine sevgi, buğuz ettiklerine buğuz, rızâ, emirlerine uymak, nehyettiklerinden kaçınmak, sabır, dinde ihlâs, ilticâ, yalvarıp yakarma, ilâhî korku, ona yöneliş, tevekkül ve muhabbettir.
Dilin gıdası hayırlı kelâm, Kur’ân, zikir, faydalı ilim, bilmeyenlere tâlim, yolunu şaşıranları irşâd, doğru söz, tesbih ve kelime-i şehâdeti okumaktır. Dilin gıdası yalancı şâhitlik, yalan söz, mü’minlere sövme, iftira, Allah ve Resûlü’ne muhalif sözler ve bid’at olamaz. İnkâr, şirk, nifak, gıybet, düşmanlık, fuhuş içeren sözler dilin gıdası olamaz.
Kulağın gıdası ilim, Kitâb-ı Kerîm’i öğrenmek, Ehlullâh’a sevgi, Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimize ve Zât-ı Kibriyâ’ya muhabbet ifâde eden sözleri işitmektir.
Elin gıdası başkasının malına haksız yere el uzatmak değil, hakkı tutup kaldırmaktır. Fakir ve yoksula yardımdır. Dünya üzerinde zulüm gören mazlumlara iâne, yardımdır. Ayağın gıdası hastaları ziyâret, cenâzeleri tâkip, câmi ve cemaate, hayırlı meclislere koşmaktır.
Tevhidin gıdası yalnız O’na kulluk, O’ndan yardım bekleme, O’na dayanıp güvenme, maksat ve gâyeyi ona has kılma ve hükmü Zât’ına vermektir.
İslâm’ın, Müslüman olmanın gıdası namazda haşyet, zekâtta, kalpte cömertlik, oruçta takvâ, hacda ebedî âleme kesin inanç ve vuslattır.
Zikrin gıdası Allah Teâlâ’nın kulunu rahmetle yâd etmesidir. İstiğfârın gıdası af, selâtü selâmın gıdası Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimizin Rûhâniyetiyle buluşmaktır.
Ölüm tefekkürünün gıdası ölmemenin sırrına erişmektir. “Ölmeden evvel ölünüz” gerçeğini tatmaktır.
Râbıtanın gıdası Peygamberimiz (sav) ve Zâtı Kibriyâ’nın muhabbetine erişmektir. Anne ve babanın gıdası sâlih evlât yetiştirmektir. Çocuğun gıdası Kur’ân tilâveti, Ehl-i Beyt sevgisi ve Resûlüllâh muhabbetidir.
Akrabanın gıdası sılayı rahim, ziyarettir. Komşunun gıdası yediğimizden yedirip içtiğimizden içirmektir.
Memleketin gıdası sulhu temin etmektir. Dünyanın gıdası ibâdet, cennetin gıdası Cemalullâh’tır. “Allah Zülcelâl üzerinize görünen ve görünmeyen, maddî ve mânevî nimetlerini bolca ihsân buyurmaktadır.” (Lokman, 20.) “Ey insanlar! Bütün yeryüzündeki nimetlerimden helâl, pak olmak şartıyla yiyin, fakat şeytânın adımlarına uymayın. Çünkü o size açık ve belli bir düşmandır.” (Bakara, 168.) “Hz. Dâvûd ne güzel kuldur. Kendi kazancını yer” buyurur Efendimiz (sav).
[toggle title=”Yazar Hakkında” state=”open” ]İlahiyatçı – Yazar Ali Ramazan Dinç[/toggle]