UMUDUN YÜREĞİNE DOKUN.
Damarlarımdan hüznün katarlarları geçiyor,gecenin zifiri yalnızlığında.Hayallerim mateme çarpıyor…
Hangi tarafa yönelsem riya yüklü gülüşler….
Yitik hayatın gölgelerine inat susuyorum.Hıçkırıklarımı yutuyor,acıları içime yaslıyorum…
Med-cezirin kollarına bırakılan ruhum sahili özlüyor.
Ve yürek kurallara bağlanmıyor…
Af edişlerin içindeki öfkeye takılıyor umut…
Kendini yeminleriyle hesaba çekiyor; Dilencilere cebinde ağırlık yapan UMUTLARI dağıtan….
Ellerine sunulan yüreğin sıcaklığını bile hesaba katmadan, fırlatıyor umarsız…
Yüzmeyi öğretirken. boğuluyor hayatın realist dalgalarında….
Kirli elleriyle kurban ediyor, yüreğinden ve sabrından başka azığı olmayanın, gülüşlerini…
Ve hayat cinayet koleksiyonuna bir yenisini daha ekliyor…
Ama bilmiyor karanlık yüreklere asılı yarasalar,
Bu yürek karanlıkları yırtan umuda dokundu….
Bilmiyor; bu yürek, gözyaşlarıyla baharın ölümsüzlük suyuyla yıkandı..
Şairin
“Kovulup dokuz köyden
sana asla taif olmayacak onuncuya itilmişsen;
aşka ihanet etmeyen Neron un hatırına
Onuncuyu da YAK GİTSİN….”
çağrısına uydu….
Gökkuşağının yedi rengini, gözyaşına vuran güneşin ışıklarında gördü…
Umudunu kaybetmiş olanın,kaybedecek başka birşeyi kalmamıştır düşüncesiyle,geceye umudu ısmarladı….
Allah ın nuruyla aydınlattı yolunu.
Allah ın boyasıyla boyadı geçtiği tüm yolları.
En büyük mesajın yol almak olduğunu kavrayarak,yürüdü ihanetlere,samimiyetsizliğe. harcanmış umutlara ve tüm maskelere inat…
Ey gözyaşının !
Ey umutların Rabbi!
Ey Vedud olan Rabbim !
Sana sığınıyoruz, samimiyetsizlikten, yıldızlarını kaybetmiş bakışlardan….
Sanal yüreklilikten….
Ve Senden gayrısından Sana sığınıyoruz…
[toggle title=”Yazar hakkında” state=”open” ]Zehra KOÇER [/toggle]